Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Sakın el koymayın!

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı ( TEMA ), " El Koyun " sloganıyla bir kampanya başlattı.
Kim, neye, niçin el koyacak?
Anlatalım: Örneğin Erzurum'un Çat ilçesine bağlı Bozyazı ve Göbekören köylerindeki vatandaşlar geçinemiyormuş. TEMA da, başta Erzurumlular olmak üzere, işadamlarını ve diğer isteklileri projelerine destek olmaya çağırıyor. Eğer 410 bin YTL toplanırsa köylüler 'kurtarılacak'.
Peki TEMA'nın bu projeyle yapmak istediği ne? Köyden kente göçü engellemek .
Önce şunu belirteyim: TEMA'nın başta erozyonu engelleme ve ağaçlandırma olmak üzere yaptığı birçok çalışmayı doğru buluyorum.
İyi de köyden kente göçü durdurmaya çalışmak niye? Türkiye, en önemli toplumsalekonomik sorunlardan biri olan köylülüğü azaltmaya çalışıyor, bu vakıf ise köylülüğü korumaya yönelik projeler geliştiriyor.

***
Sürekli okurlarımız hatırlar: Nevruz nedeniyle Şemdinli'ye gitmiştik. Sohbet sırasında Kaymakam Altuğ Çağlar, bir dağ köyündeki hamile kadını nasıl kurtarıp hastaneye getirdiklerini ballandıra ballandıra anlatmaya başladı.
Ona bu operasyonun kaça patladığını sordum. " En azından 10 bin YTL" demişti.
Elbette insan hayatı için 10 da harcanır, 100 de... Tamam ama o kadının dağda ne işi var? Niye büyük köyde, kasabada ya da kentte değil de, kuş uçmaz, kervan geçmez bir mezrada yaşıyor?
Köyler dağınık, küçük yerleşim birimleri. Köylüler haklı olarak elektrik, su, yol, sağlık ve eğitim hizmeti istiyor. Devlet de sanayiden ve hizmet sektöründen topladığı vergiyi buralara harcıyor.
Biliyorsunuz, ' taşımalı eğitim' diye bir uygulama var. Minibüs sabah yola çıkıyor. Köy köy dolaşıyor, çocukları toplayıp okula getiriyor. Akşam üstü de tekrar köylerine dağıtıyor.
İşte size Eylül 2004 tarihli bir haber: Diyarbakır'da 75 farklı merkezdeki 23 bini aşkın öğrenci taşımalı eğitimden faydalanıyor. Ancak ihale bitmediği için çocuklar okula gidemiyor.
Taşımalı eğitime, ' hizmet götürme' diye de bakabilirsiniz. ' boşuna masraf' diye de...
Eski başbakanlardan Süleyman Demirel 'in "Şu kadar bin köye elektrik, yol, su götürdük " diye sık sık övündüğünü hatırlarsınız. Götürdü de ne oldu? Çoğu ulusal ekonomiye hiçbir katkı yapmadan, dağda bayırda yaşamını sürdürdü. Böylece eski alışkanlıkları da ( töre, vs.) devam etmiş oldu.
Elbette her vatandaşın elektrik, su, yol, eğitim ve sağlık hizmeti almaya hakkı var. Ama o zaman dağda yaşama. Kasabaya in, kente gel; hizmetini al.

***
TEMA'nın projesini uygulamak için yardım çağrısı yaptığı iki köyde kaç kişi yaşıyor biliyor musunuz? 775 kişi!
Oraya sarf edilecek para, kuma dökülen su gibi yok heba olacak.
Kaynakları, böyle verimsiz projelere harcamak yerine, mesela büyük yerleşim bölgelerinde ' meslek öğretmek' için harcamak daha doğru değil mi?
Diyarbakır başta olmak üzere birçok kentte, vatandaşlar işsizlikten kırılırken, köylüyü kalkındırmaya niye milyonlar harcıyoruz?
Erozyonla mücadele etmek, doğal varlıkları korumak, ağaçlandırma seferberliği düzenlemek... Yani esas hedefi için uğraşmak varken... TEMA niye köyden kente göçü tersine çevirmeye çalışıyor?
El koymayın! Köye dönmesinler!
Çünkü köye dönerlerse hizmet isteyecekler. Ondan sonra, Şemdinli Kaymakamı'nın da dediği gibi "Devlet olarak görevimiz, o kadını kurtarmaktır. "
Tekrar söylüyorum: Doğru. Elbette kurtarmaktır. Ancak o kadın ve ailesi niye dağ başında yaşıyor? Ve niye onu, orada tutmak için kaynak ayrılıyor?
Kente göçenlerin bin bir sorunu var. Paraları onlar için harcayın.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA