Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

'Yasaklar çoğaldıkça günahlar artar'

Hatırlarsınız... Cumartesi günü Beşiktaş Barbaros'taki Point Hotel'de yapılacak Büyük Pazar Mezatı'ndan bahsetmiştim... Artırmaya çıkacak parçaları ve başlangıç fiyatlarını internetteki "buyukpazarmezati. net" adresinde görmek mümkün.
Ama tabii gerçek nesneye elini sürebilmek çok farklı bir his... Ben de bir-iki parçaya göz koyduğum için dün Point Hotel'in yolunu tuttum.
Ailenin veliahdı Gökhan Özbek, eleştirmen ve küratör Beral Madra ile işbirliği yaparak, binayı çağdaş sanat eserleriyle donattı. Yani Point-Barbaros adeta bir galeri-otel.
Her köşeden bir çağdaş sanat eseri göz kırpıyor: Yeşim Ağaoğlu, Nuri Bilge Ceylan, Nejat Çınar, Hakan Gürsoytrak...
Sıtkı Kösemen'in benim "asansör leydisi" dediğim çalışması, hâlâ katlar arasında inip çıkıyor. (Sanat anlatmakla olmuyor; görmek lazım.)

Küresel beyaz yakalılar
Otel yetkililerine "işler nasıl" diye sordum. "Çok iyi..." dediler. Bilirsiniz bizim işadamları ancak talebi karşılamaya yetişemediklerinde böyle konuşur. Onun dışında hep yakınırlar da yakınırlar.
18'inci katta şahane manzaralı bir lokanta vardır. İki yıldır çıkmamıştım. Bakalım dedik... İçeri girdik ki ana baba günü!
Her masanın üstüne rezervasyon kartı koyulmuş. Hepsinin üzerinde bir dünya şirketinin adı yazılıydı. Ben şöyle üstünkörü bakarak dört marka saydım.
Bu da şu anlama geliyor: O şirketlerde çalışan Avrupa, Ortadoğu ve Yakındoğu yöneticileri toplantı yapmakta...
Biz bir süre nefis manzaraya baktık. Derken sıra aşağıya inmeye geldi. Ama ne mümkün! Asansörler vızır vızır işlemesine rağmen tıklım tıklımdı. Epey sıra bekledikten sonra lobiye inebildik.

Mekân lazım mekân!
Haberi duymuşsunuzdur: 2012 yılı tahminine göre İstanbul'a 11 milyon 600 bin turist gelecek. Dünyada turist sayısı yüzde 5.7 artarken, İstanbul'a gelenlerde yüzde 14.7 artış olmuş. İstanbul dünyanın en çok turist çeken beşinci kenti konumuna ulaşmış.
Bu noktada kongre turizmi bilhassa önemli. Çünkü o tür turist, küresel şirket ya da dernek aracılığıyla geldiği için iyi para bırakıyor.
Geçen yıl bu sektörü bilen birisinden dinlemiştim: Toplantı yapacak büyük ve donanımlı mekânların azlığından yakınmıştı.
Yemek bile sorunmuş:
"Hem 1200 kişiye aynı anda yemek çıkarabilecek... Hem de çekici olan (Boğaz kıyısı, tarihi yer) mekân pek az..."

Siyaset engel olmamalı
Türkiye'nin bu görkemli gelişimini demokrasisini derinleştirerek taçlandırması gerekiyor. Çünkü araştırmalar gelişmenin ancak bu şekilde sürdürülebilir olduğunu gösteriyor. Aksi halde siyaset, ekonominin önünü tıkıyor.
Uludere olayında olduğu gibi askere kol kanat gerdiğinizde, kürtaja mürtaja karıştığınızda moraller bozuluyor, kırgınlıklar ve kızgınlıklar artıyor.
Yerinde yorumları ve nazik üslubuyla öne çıkan okurlarımızdan Sabri Ayçiçek, şu sıralar Yapı Kredi'nin kurucusu Kazım Taşkent'in Yaşadığım Günler adlı anılarını okuyormuş.
Kitapta şu çarpıcı söze rastlamış: "Yasaklar çoğaldıkça, günahlar artar..."
"İktidar partisi milletvekilleri bu kitabı okumalı" diyor Sabri Bey, "Belki Kazım Taşkent'in 1969'daki 'çığlığını' duyan olur da, tecrübe bir işe yarar..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA