CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Esad ülkesinde ne yapıyorsa, Erdoğan da aynısını yapıyor. Özgürlüğü kısıtlıyor, medyayı sansürlüyor, yargıya talimat veriyor, muhalifleri hapse attırıyor, güvenlik güçlerini halka karşı kullanıyor..." dedikten sonra eklemiş: "Esad ve Erdoğan karbon kopyadır."
"Karbon kopya" mı? 100 gence sorun, 99'u bu sözün anlamını bilmiyordur.
Fotokopinin olmadığı dönemlerde... Yazılacak metnin bir kopyası gerektiğinde... Daktiloya iki kâğıt takılır... Aralarına da, bir tarafı siyah bir tabakayla kaplı, incecik bir başka kâğıt yerleştirilirdi... Böylece tuşa vurdukça, öndeki kâğıda yazılanlar, arkaya da geçerdi.
Karbon kâğıdı denilen o incecik kâğıtlar sayesinde aynı anda üç-dört kopya birden almak mümkün olurdu. Ancak teknolojik ilerleme, karbon kâğıdını ve karbon kopyayı hayatımızdan çıkardı.
Ama işte görüyorsunuz: Kemal Kılıçdaroğlu hâlâ gerilerde kalmış bir tabiri kullanıyor. Bence hata ediyor.
Demokrasi muhalefetsiz olmaz. Muhalefet yönetimin yanlışlarını ortaya koyar ve vatandaşlara başka seçenekler olduğunu gösterir. Böylece iktidara aday bir muhalefet, geleceği temsil eder.
Ama "karbon kopya" gibi gençlerin anlamadığı tabirler kullanarak, "Gelecek bizimdir" iddiasında bulunamazsınız.
Not 1: Karbon kopya hayatımızdan çıktı ama bilgisayarlarda kısaltma olarak yaşıyor. E-mail gönderirken, mesajın başkalarına da gitmesi için CC'liyoruz ya... İşte o CC harfleri karbon kopyanın (Carbon Copy) kısaltılmış hali.
Not 2: Kılıçdaroğlu'nun en etkin muhalefet tekniği, ortaya attığı, "X kimdir", "Y kimdir" sorularıydı. Herkes o kişileri merak ediyor... Kılıçdaroğlu da çıkıp bunların iktidar partisiyle olan kuşkulu bağlantılarını ortaya döküyordu... Sonra vazgeçti. Herhalde rakibini fazla yıpratmak istemiyor.