Turgut Özal'ın Toplu Konut'un başına getirdiği Can Cangır ilkokuldan başlayarak tüm eğitimini Amerikan okullarında tamamladığı için, Türkçe konuşurken bazen teklerdi.
Bir gün İstanbul'da Florya'daki bir akrabasını ziyaret etmek için taksiye binmiş,
- Beni Florida'ya götürün, demiş şoföre...
İstanbul'un bıçkın taksi şoförü onu Atatürk Havalimanı'na götürmüş.
Arabayı durdurmuş, Can Cangır'a dönmüş,
- Yolculuğunuza buradan devam edersiniz, demiş.
Dün Mehmet Şeker'den aldığım "Rahmetli de böyle sollardı" şeklindeki bir kamyon arkası yazısına bu köşede yer vermiştim.
Profesyonel şoförlerimizin dünyaya bakış açılarını da yansıtan bu "Arka yazıları"ndan başka örnekleri de sayın okurum Şeref Kaya gönderdi.
Bazılarını sizlerle de paylaşıyorum:
- Duanla yaşamadım ki bedduanla öleyim.
- Güzelliğinin zekâtını vereceksen, ben fakirim bana ver.
- Karayollarında değil, beyaz kollarında ölmek isterim.
- Hayatımı yazsam duble yol olur.
- Sendeki hava lastiğimde de var.
- Sollamayı zevk edindim sağda neşe ne arar.
- Sağdan git iktidar olursun.
- Arabana değil, Yaradan'a güven.
- Hızlı git dedeni gör, yavaş git torununu gör.
- Aşkta hızlı, yolda yavaş, biz Karslıyız arkadaş.
- Beni takip etme, ben de kayboldum.
- Yük taşırım laf taşımam.
- Gazla uçabilirsin ama frenle konamazsın!
- Araman için ille hata mı yapmam gerek?
Bu arka yazılarının arasında "Olmadı bi de Miami yapalım" cümlesini görünce Can Cangır'ı hatırladım..
