Deniz Baykal'la ilgili gizli çekim skandalının en önemli boyutu medyanın rolü ile ilgili.
Bir internet sitesinden yayılan görüntüler ardından, basının bir-iki istisna hariç önemli bir bölümünün, SABAH da dahil, sorumlu davranmaya özen gösterdiği söylenebilir.
TGC Hak ve Sorumluluklar Bildirgesi konuyla ilgili şunu söylüyor:
"Gazeteci, kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan hiçbir amaç için, izin verilmedikçe özel yaşamın gizliliği ilkesini ihlal edemez." Ancak aynı metinde ilgili kişinin kamusal rolü ve faaliyetinin de dikkate alınması gereği üzerinde duruluyor.
Gelişmenin bir boyutu özel hayatın gizliliği ile ilgiliyse de, göz ardı edilmeyecek farklı boyutları da var. Mesela, Gamze Özçelik kayıtları olayını Baykal olayı ile karşılaştırdığımızda, ilki ne kadar açık bir özel hayat ihlali ise, diğerinde o denli kamusal bir boyut söz konusu.
Görüntülerin elde ediliş şekli ve yayını suçtur. Ama, gelişme Baykal'ın kayıtları yalanlamaması ve Önder Sav'ın hemen ardından Mustafa Sarıgül'ü suçlaması, bu gelişmenin hızla siyasi nitelik kazanmasına yol açmış ve kamuoyunun ilgi alanına çekmiştir. Gelişmenin güncel siyasetle ilgisi inkâr edilemez.
Kısacası, kayıtların kamuya mal olmasıyla, özne siyasi bir şahsiyet olduğu için, gelişme bariz bir haber değeri kazanmıştır. Bu ne kadar haber ise, görüntülerin yayınlanmaması, ayrıntılarının yazıyla tasvir edilmemesi de o derece önemli bir ilkedir.