Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Nasıl taraf olunur?

Britanya seçimleri, dünyanın en köklü medyasında da çizgi kaymalarına yol açtı. Bazı gazeteler saf değiştirdi. Bizdeki sığ ve hırçın 'yandaş' tartışması için oradan çok ders var

Britanya'daki son genel seçimler vesilesiyle, medya-siyaset ilişkilerine dönmek yararlı olacak.
Malum, bizde bu konu, pek çok diğer konu gibi iyice kabalaştırılıp bir "yandaş medya" söylemiyle en alt seviyesine indirilmiş durumda. Asli sebebi, bir medya grubunun kendi ekonomik çıkarlarına darbe indirilmesinden kaynaklanıyor olsa da, bu kaba kavramın kullanımına heyecanla katılan pek çok meslektaşın meslekle ilgili en temel bilgilerden yoksun olması bana daha da çarpıcı geliyor.
Neyse ki Hasan Bülent Kahraman konuya Londra'dan seçimleri izlerken el attı da, bana da bazı noktalara açıklık getirme fırsatı doğdu.
Geçen cuma günü "İngiltere'de medyanın yandaşlığı" başlıklı yazısını şöyle noktalıyordu Kahraman:
"Diğer seçimlerde olduğu gibi bu defa da her basın organı kendince bir yan tuttu. Bundan hiç çekinmediği gibi, tersine bunu yapmamayı bir gayrı ciddilik olarak değerlendiriyor İngiliz basın anlayışı. Her gazete, çok ciddi, gerekçelerini uzun uzun sıraladığı imzasız editoryal yazılarla hangi partiyi niçin desteklediğini kamuoyuna duyuruyor. Bunu yaparken ilkel anlamda bir yandaşlık amacı gütmüyor. O çok hassas bir nokta. Bütün partilere haber düzeyinde eşit uzaklıkta kalarak okurunu aydınlatma manasında 'biz olsak şu partiyi şu nedenle tutardık' diye görüşünü açıklıyor. Böylece objektif olmanın bir taraf olmakla ilişkisi bulunmadığını gösteriyor. Bunun dışında ciddiyeti, soğukkanlılığı, mesafeliliğiyle basın gene o basın."
Britanya alabildiğine geniş, çok sesli, tok sözlü, sıkı haber rekabeti içinde yaşayan bir medya yelpazesine sahip. Sektörel gerilemelere ve yeni global eğilimlere rağmen hâlâ güçlü bir yazılı basını var. Bu güç kısmen köklü geleneklere dayanıyor.
Kahraman'ın editoryal yazı dediği imzasız başyazı yayınlama geleneği, tarih kadar eski. Hâlâ sağlam kalmasındaki esas neden, siyaset gibi, medyanın da toplumla, onu oluşturan ama bazı değerlerde ayrışan kesimlerle kurduğu hayat ve varlık ilişkisi. Toplumsal talep ve duyarlılıklar nasıl siyasete yansıyor, onun icraatını belirliyorsa, bunlar aynı zamanda medyanın halk adına siyaseti gözlem, yorum ve denetimi için de temel teşkil ediyor.
Öyleyse, asli işlevi habercilik olan (halka alacağı kararlar için haber üzerinden gündelik veritabanı sunan) bir gazetenin, temsil ettiği kesim adına belli bir siyasi partiyi veya siyasi bloğu imzasız başyazıyla desteklemesi gayet doğal.
Denebilir ki, medya sahiplerinin, gazete patronlarının eğilimleri de belirleyici olabilir. Bu da doğrudur, desteğin yönünü etkiler, ama sonuçta her gazetenin kimliği belli bir kitleyle örtüşmek zorundadır.
Ancak, böyle bir "yan tutma" ancak ve ancak imzasız başyazılarla ve köşe yazılarıyla olur.
Bu kez de öyle oldu.
The Times, 18 yıl aradan sonra, Muhafazakârları destekledi. Daily Telegraph, Financial Times, The Sun, Evening Standard da öyle. Daily Mirror İşçi Partisi'ne "yandaş"(!) olurken, sol "yandaşı" (!) The Guardian "taktik gereği" (koalisyon senaryosunu hesap ederek) Liberallerden "yana" kaydı. Independent yine Liberallere "yandaş" (!) oldu.
Alaycı dil kullanmamın sebebi var: Tek tük istisnalar dışında Britanya basını haber ile yorum arasına bir duvar çekmiştir.
Hele sabah gazeteleri, hangi siyasi eğilime "yandaş" olurlarsa olsunlar, habere ayrılan "alan"ın kendine özgü, asla taviz verilmeyecek, kutsal kurallarla yönetildiğini unutmazlar. Öyle olmasaydı, sağ eğilimli Daily Telegraph, parlamentoda tüm partilerin karıştığı yolsuzluk skandalını haberi Muhafazakâr Parti lehine eğip bükerek verirdi. Bunun başka çok örneği var.
O ülkede, eğer temel kriterleri yerindeyse (doğruluk, denge, söz hakkı ve hakkaniyet gibi), haber haberdir.
Sonucunun ne olacağına bakılmadan verilir.
Bu rekabette kim daha kaliteli ve daha çok haber yaparsa kazançlı çıkar.
Bu nedenle, Britanya gibi bir ülkede kimse ötekini yandaş diye niteleyerek prim yapmaya yeltenmez. Oyun mesleki bilinç ve karşılıklı saygı içinde oynanır.
Bizde ise olan şudur:
Siyasetle medya arasındaki ilişki 90'lı yıllarda çığrından çıktığı ve ahlaksız boyutlar kazandığı için, bu geleneğin içinden gelenlerde bir eski günlere dönüş beklentisi sürmekte, sektörde yaşanan normalleşme arayışı sığ ve hırçın bir "yandaş medya" söylemiyle direniş görmektedir.
Hastalığın ilacı, mesleğimizin asli işlevine sıkı sıkıya sarılmak, haber ile yorumu birbirinden iyice ayırmaktır. Haberde editoryal bağımsızlık, yorumda ise özgür bir çizgi önemsenmeli; gazetenin seslendiği ve sesini duyurduğu kesimle kalıcı ilişkisi esas alınmalıdır.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA