Zor deplasmanı kolaya çevirmek, golü erken bulmakta. Galatasaray bunu başardı. Hem üç puanın kapısını erken açtı, hem de gerginliği erken bitirdi. Ama bu avantajını stratejik olarak kullanmak yerine, oyununu ve isteğini bozmadan maça hükmetmeyi tercih etti. Arda ve Nonda ile etkili pozisyonlar bulurken, orta sahada üst düzeyde yardımlaşarak rakibi kaleden uzak tutmayı da başardılar.
Bouzid'in yaptığı gereksiz faulle gelen frikik golüyle maçın sadece skor dengesi bozuldu. Galatasaray'ın maçı bırakmayacağı, kazanacağı belliydi.
Beş golün üçünün duran toplardan gelmesi, büyük takım ustalığıdır. Hangi planı yaparsanız yapın, bir oyuncunuz seyirci olmayı tercih ettiğinde, usta rakibiniz hatayı affetmez.
Tüm kornerleri arka direğe kullanan Galatasaray, Servet'in üstünlüğünden yararlanmaya çalışırken, bunu engellemek adına fikir veya enerji üretemeyen Rize defansının veya takımdaki ustaların da diyecek tek kelimeleri yok. Zaten takımın halinden, onların notları da çıkar.
Sizden daha güçlü ve iyi bir takıma karşı mücadelenin yanında, akıl da üretmezseniz kaderinize de razı olacaksınız. Geçen sene çamur deryası olan sahada kazandılar. Bu kez zemin iyiydi. Güvenecek şansları da kalmamıştı. Zaten şansı kovalamaya niyetli olan bir Galatasaray takımı da yoktu.

MAÇIN ÖNCESİ HIZI KESMEDİ
Kalli maç öncesinde çok eleştirildi. Hasan Şaş'ın kadro dışı bırakılması sonrasında, kalemlerin ucu sivriltilmişti. Prensiplerin uygulanmasından sonra, sahada arzu artmış gözüktü. Şimdi ne yorum yapacağız? Bu takımı coşturmanın bedeli her maç öncesinde bir kelle kopması mı? Eksikleri, oynamayanları, oynatılmayanları var. Ama bu maçın öncesi veya sonrası sahadaki hızı ve isteği kesmedi. Üç gollü Nonda'nın yanında, maç boyunca sadece bir etkili şutu olan Hakan Şükür var.
Sonuçta bu maç usta işi oldu. Eksik olan tüm ustalara rağmen.