Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜRCAN BİLGİÇ

Futbolun entel klişeleri!

Paraşütlü yorumcuların entel yorumları ile birlikte, en klasik yorumcular bile "örnekleme" üstüne fikir üretmeye başladılar. Böyle bir dönem hangi spor dalımız için olursa olsun gelişme değil, karışıklık yaratacaktır. Nitekim de öyle oluyor.
Paraşütlü arkadaşların, futbolun kendi devri içinde geçirdikleri bir an bile olmadığından... Ya da televizyon ve gazete haberleri, görüntüleri dışında paylaşım yapamadıklarından... "En iyisi" diyerek internette buldukları yabancı blog sitelerinde veya yorumcularındaki "tırtık" cümleler ile, özellikle Süper Lig enstantanelerine yorum getiriyorlar.
Niye Barcelona gibi olamıyoruz, Xavi o hatayı asla yapmaz, Puyol'un kademe anlayışına bakın veya Sir Alex Ferguson'un istikrarında temel etmenler. Arsene Wenger ile Arsenal'in örnek sayılabilecek beraberliği. Kupasız birçok sezona rağmen Wenger'in görevde kalışı...

ADAMLAR YAPMIŞ...
Birçok örnekle, biz ile onlar arasındaki farklar ortaya konuluyor. Küçümseniyoruz elbette. "Adamlar yapmış" diyerek, kendi dinamiklerimizin yetersizliği, sabırsızlığı vurgulanıyor.
Bu enteresan entellerimiz acaba İngiltere medyasının, Barcelona eleştirilerinde bir satır bile olsun, "Bizim United niye bunlar gibi oynayamıyor. Xavi-İniesta ikilisini neden bulamıyor" diye yazdığını görmüşler mi acaba?
Öyle ya, Barcelona kadrosuna en yakın kalite, İngiliz takımlarında var. Onlar bu futbolu taklit etmeye bile çalışmıyor, onların medyası bu konu üzerinde baskı oluşturmuyor, ama bizimkilerin rol model örneği değişmiyor.
Teknik adamlarımız da sağ olsunlar, kendi kalitelerini ve tarzlarını aramak yerine, böyle bir şemsiyenin altına girerek futbolculara kesiyorlar faturaları. Dünyada yok ki ikinci bir; İniesta-
Xavi ikilisi, size ne oluyor?
Bu ortam içinde tribüne her oturanın beklentisi de üst düzeyde elbette. Saha içindekilerden de teknik direktör aynısını bekliyor. En umurunda olmayan oyuncular elbette. "Araya bir tane sıkıştıralım, primi kapalım" felsefesini gayet güzel icra ediyorlar.

EKOL OLUŞTURMALIYIZ
Altyapıdan sekiz oyuncu oynatıyor Barcelona. Elbette başarılı. Peki bazen sahaya çıkardığı 18'de bile bir tane İngiliz olmayan Arsene Wenger neden başarılı o zaman?
Artık bir şeylerin farkına varmalıyız.
Kendi futbol kültürümüzü oluşturacak yorumların ve görüşlerin peşine düşmeliyiz. Taklit sistemleri, taklit yorumlar ile örneklemek yerine, UEFA'nın "Avrupa'nın Brezilyası" dediği Türk ekolünü yeniden oluşturmak zorundayız.
Başka türlü kimseyi tatmin edemeyiz. Statlar Hagi'nin sekiz defansif oyuncu ile oynattığı Galatasaray'ı seyretmek için dolmaz. Neredeyse tüm teknik direktörler yenilmemenin peşindeler. Ne vereceğiz o zaman seyirciye? "Bakın takımınız müthiş defans yapıyor, alanları boş bırakmıyor. Gelin bunu seyredin" mi diyeceğiz?
Sadece "İyi koşuyor, iyi basıyor" diyerek "düz" orta saha oyuncularını baş tacı yapar hale geldik. Düşünün; Kayserispor Saidou'dan vazgeçtiğinde sevinçten uçacak haldeydim.
Futbol mantalitemizi geliştirmek, bir üst düzeye çıkarmak son şansımız. Artık bir karakter edinmeliyiz. Schuster'i 'takımı çok önde oynatıyor' diye değil, bu oyun içinde yaratıcı hamleler yapamadığında eleştirmeliyiz.
Yoksa hedef Barcelona gibi olmaksa, bizden bir şey olmaz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA