Maçın başlangıcından itibaren üst üste şoklarla sarsılıyordu Trabzonspor. Şenol Hoca'nın kupadan olma pahasına sakladığı yedi oyuncusu Saracoğlu atmosferinde ayaklarını kekeme yapmışlardı. Fenerbahçe taraftarı maçı ne kadar istediğini gösterirken, aynı arzu sahadakilere de bulaştı. Emre Belözoğlu tüm takımı topa doğru hareketlendiriyor, yüzde 100 depar sahibi en az üç oyuncu baskıya katılıyordu.
Ne bekledikleri gibi bir Fenerbahçe takımı vardı karşılarında, ne de daha önce bildikleri, tanıdıkları böyle bir stat atmosferi. Devre arasında "yeni futbolcu" alamamıştı Fenerbahçe ama "yeni bir ruhun" sahibi olmuştu. Aynı şekilde tribünlerde, taraftar "transferi" ile eski bildik temposuyla dönmüştü stada.
Üst üste gelen iki golle birlikte maçın ritmi de düşmeye başladı. Fenerbahçe kontrolü rakibine verdi, beklemeye başladı. Jaja'yı çok yakın ve sert takip ediyorlar, birbirlerine yakın kalarak ve geride bekleyerek Trabzonspor'un etkinliğini azaltıyorlardı. Bu dönemde ilerde top tutmaları ve son paslarda doğruyu bulmaları gerekiyordu. Olmadı, çünkü Niang attığı gole rağmen oyuna ve rakibine hükmedemiyordu.
SANTOS EN İYİ MAÇINI OYNADI
Selçuk Şahin kırmızı kart görene kadar şüphesiz savunmanın en iyisiydi. Jaja'nın ustalığına iki sarı kart armağan etti ve soyunma odasına gitti. Ama Andre Santos'a da dikkat çekmemiz gerekir. En iyi maçını oynuyordu. Bölgesini öyle bir konsantrasyon ile kapattı ki; Serkan, Burak ve Yattara üçlüsüyle baş etti. Demek ki; isterse, yapıyormuş...
Alex'in takımı bugüne kadar paslarıyla yönettiğini çok gördük. İlk defa hırsıyla da liderlik yaptığına şahit oluyorduk. 80. dakikada, tek başına, rakip defansın kurduğu üçgene, hiç tereddüt etmeden koşmasıyla, geride kalmaya kararlı arkadaşlarına taktik değiştirtti. Ligimize bir günde iki kez balans ayarı yapıldı. Olimpiyat'ta Beşiktaş takımına yeniden düşünme süresi verildi, Kadıköy'de ise sezonun raconu yeniden kesildi. Artık bu yarışın birçok kahramanı var. Aykut Hoca'nın tüm Türkiye'ye hediyesi olan, mücadele etmeyi de öğrenip, kalitesini parlatan Fenerbahçe ile herkes "son söz sahibini" öğrendi.
