Ne kadrolar açıklandığında, ne de maç süresince oynayan oyuncular veya oynanmaya çalışılan oyun bize bir fikir verebiliyor.
Hiddink'in takımı için "Formda oyuncuları aldı" desek, değil...
"Oynayan oyuncuları tercih etti" desek, yine değil. "Birilerini keşfetmeye çalışıyor" diye fikir yürütsek, oynayan oyuncuların bilinemeyen, ne gibi farklı özellikleri olabilir ki diye düşünüp; dururuz.
İlk yarıda kapanan ve dişli savunma yapan rakibi; açmak, hataya zorlamak veya bireysel farklılıkla aşmaya çalışmak için neler yaptı takımımız? Sadece önce tempolu oynamaya çalışıp, yüksek pas yüzdesiyle, topu taç çizgileri arasında seyahat ettirdiler başarıyla. Zaten rakip de bunu istiyordu, başardılar. Öndeki ikilimiz (Umut /Mehmet) birbirlerine ve yardımlaşmaya "iki yabancı" gibi kaldılar. Onlarla birlikte ceza alanına sokulmak isteyen orta sahamız da olamadı elbette.
Çünkü verdikleri pas duvara çarpmış gibi geri dönüyordu. Hollanda maçında keşfedemediği Umut ile ne gibi bir yaratıcılık yapabilecekti ki Hiddink.
Orta sahamızda Sabri, Emre, arkalarında Serkan var. Mecburen "yerdeyiz" yani. Bekleri hücuma çıkartamıyoruz, oyun alanını genişletemiyoruz, ama Hamit ile üretebildiğimiz yerden birkaç ortalanan topa, ideal seyircilerin bulunduğu bir takım üretiyoruz.

MEHTER TEMPOSU SÜRER Mİ?
Bu handikapları aşacak kalitemiz ligde var mı? Bilenenler yerine, Eskişehir'den Sezer Öztürk , Karabük'ten Hakan Özmert, Kayseri'den Ömer Şişmanoğlu, Gaziantep'ten Murat Ceylan denenemez miydi? Kazım'ı tek santrfor yapma fikri, hangi Galatasaray veya eski Fenerbahçe maçlarında ürün vermiş ki, Hiddink'in de böyle bir kararı olabiliyor. Emre'nin kırmızısı sonrası daha etkili ve cesaretli ataklara sahip olmamız, rakibin rehavetinden ve öne çıkma düşüncesinden kaynaklanmış da olabilir. Fakat esas şifre Gökhan Gönül'ün, kulvarını hücum kararına açması elbette.
Tempolu oynama isteği ve saha içi yardımlaşmadaki kararlılık bu maçın önemli artılarıdır.
Oğuz Çetin, Hiddink'i muhtemelen Semih Şentürk, Mehmet Topuz veya en azından bire birdeki etkinliği ile Gençlerbirliği'nin farklı yüzü Hurşut için ikna etmeye çalışacaktır.
Yoksa malumun ilamıyla uğraşır durur, görüntüde kusursuz ama iş ses vermeye gelince "tık" demeyen oyuncularla, mehter temposuna devam ederiz.