Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜLSE BİRSEL

Kıyamete kaç yıl kaldı?!

Korkutucu başlık atmışım değil mi? Korkun! Birileri korksun! Korkalım ki, genellikle "çevrecilerin zırvası" gibi gelen ve hızla yaklaşan küresel ısınma felaketi için birileri birşey yapsın! Beni bilirsiniz! "Caretta Caretta'ların yumurtadan çıkıp denize kavuşma törenlerine" katılanlardan falan değilimdir. Şehri, endüstriyi, pisliği, alaycı olmayı sever, kertenkele olsun, gece kelebeği olsun, beni rahatsız eden hayvan varsa gözümü kırpmadan öldürürüm! Ancak bu konuya duyarsız kalamıyorum, zira büyük felaket göstere göstere gelmekte bilim adamlarına bakılırsa!

BEREKETLİ DÜNYA GİDİCİ!
Geçtiğimiz gün The Independent gazetesi James Lovelock'un görüşlerini manşetten, bas bas bağırarak yayınladı.
James Lovelock, 60'larda NASA'da çalışmış, Mars'ta hayat var mı diye araştırmış, 1972'de, dünyanın tüm dış etkilere ve çevresel bozukluklara karşı kendi kendini tamir ve adapte eden bir canlı organizma olduğunu açıklayan "Gaia" teorisini yayınlamış, 74'te Royal Society'ye seçilmiş, ödüller kazanmış, önemli bir İngiliz bilim adamı.
Çevre konusunda hiçbir zaman karamsar olmamış, dünyanın kendi kendine, iç dinamikleriyle, verilen zararı yok edip, ortamını canlı yaşamına yine uygun hale getireceğine inanmış biri.
Ancak bu seferki yazının başlığı "Yaşamaya alıştığımız bereketli, rahat dünya, hızla gidiyor!"
Nereye gidiyor yahu? Adam diyor ki "Son yıllardaki değişiklikler, insanların dünyaya yaptıklarının dünya tarafından emilip yok edilmesine değil, tam tersine sebep oldu. Küresel ısınma, daha büyük bir ısınma fasit dairesine yol açtı"!
Bu adam, spreylerin ozon tabakasını deldiğinin bulunmasını sağlayan elektron yakalayıcı dedektörün mucidi! Ben artık ne diyeyim size? Peki ne olacak?
Dünya bitecek mi?
Hayır. Bilim adamının dediğine göre, çok uzun olmayan bir zaman içinde, dünyanın hatırı sayılır bir bölümünde yaşam imkansız olacak . Biz de geri kalan bölgelerde ve orada yetişenlerle, elimizde kalanları ekonomik kullanarak daha alçakgönüllü, daha kıt kanaat bir hayat sürdürerek, medeniyeti devam ettirmeye çalışacağız!

BİR DERECE SONRASI KIYAMET!
James Hansen, NASA Uzay Çalışmaları Goddard Enstitüsü Başkanı, başka bir değerli bilim adamı. Bilgisayarlarda küresel iklim simulasyonları yapma çalışmalarını yönetiyor.
Diyor ki: "Isınma artık sınıra dayandı!
Son 30 yılda küresel ısınma yarım dereceden fazla oldu. Işin kötüsü, karbondioksit salımları bu hızla artmaya devam ederse, yani gidişe kimse dur demezse, on yıl içindeki muhtemel oluşum, küresel ısınma artışını 1 derecelik tavanın altında tutmayı imkansız hale getirecek!" Son on yıl içinde karbondioksit salınımı, her yıl yüzde 2 artmış.
Yani özellikle Çin, ABD ve Hindistan, çok büyük miktarda kömür yakan tesis inşasına devam eder ve bu artış hızıyla devam ederler de, yeni enerji kaynaklarına yönelmezlerse, on yıl sonrası, deniz seviyelerinin yükselişi, kutup bölgesinin yok oluşu, denize kıyısı olan yerleşimlerin su altında kalışı ve dünyanın değişiminin başlangıç tarihi olacak! Dikkat ediniz, bir derecelik artışın sonrası, yandı gülüm keten helva!
Yani bu açgözlülük, vurdumduymazlık ve gerzeklik içinde devam edersek, aşağı yukarı 2016 yılı, dönüşü olmayan sonun başlangıcı olacak.
Daha da açık söyleyeyim, bu ülkeler bazı alternatif enerji ve enerji tasarrufu senaryolarını kabul etmeyip burunlarının dikine giderlerse, on yıl sonra dönülmez akşamın ufkundayız ve de vakit de öyle geç ki!
Bu arada James Hansen bu tür açıklamaları sonrasında Bush yönetiminin konuşmalarını engelleme çabası içine girdiğini de söylüyor! Malumunuz Clinton'ın en çok ilgilendiği konulardan biri de küresel ısınmaydı. Adam hala kendini paralıyor "Temiz enerjiye geçmezsek hepimiz öleceğiiiiiz" diye! Ancak canım ciğerim, barış güvercini, sevgi böceği Bush'tan tık yok!
Bizim yerli gündeme bakarsak... Zaten böyle bir mevzu bile yok!
Sizi bilmem ama, ben on yıl içinde tüm yapmak istediklerimi gerçekleştirmeyi planlıyorum: Su kayağı yapmak, paraşütle atlamak, Karadeniz'i görmek, Van'da kahvaltı salonlarına gidip kahvaltı etmek, Tibet'te birkaç hafta kalmak, salsa yapmayı öğrenmek, bir yazı üç ay boyunca deniz kıyısında geçirmek, film yapmak, roman yazmak, şimdiye kadar edindiğim bütün arkadaşlarımı bir doğumgünümde toplamak, vesaire...
Hayır on yıl sonra ne olacağımız, varolan şartlar devam ederse, hiç belli değil de!
Not: Makaleler konusundaki yardımı için Ömer Madra'ya teşekkürler.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA