Bugün bayramla buluşan, gülümseyen sözcükleri yazmak istedim size...
Düşünüyordum bu anlamda "Acaba ne yazmalıyım?" diye...
Belki de en güzeli, gülen bir zekanın Anadolu'daki temsilcisi; fıkraları, anlatıları, asırlar öncesinden günümüze ulaşan Nasreddin Hoca'dan sözetmek.
En iyisi Nasreddin Hoca'nın, hepimizce daha az bilinen fıkralarından bazılarını bayram tadında aktarmak:
Nasreddin Hoca bir gün Konya'ya gider...
Sokakta yürürken, biri Hoca'yı durdurup:
"Bugün günlerden ne?" diye sorar...
Hoca: "Vallahi." der, "Ben şehre yeni geldim, bilmiyorum; sen en iyisi bunu yerlilerden birine sor!"
***
Yine Hoca'ya bir gün:
"İnsanlar ne zamana kadar böyle doğup ölecekler acaba?" diye sormuşlar...
Hoca cevaplamış:
"Cennet ile cehennem doluncaya kadar."
***
Nasreddin Hoca, bir gün hasta olur...
Yakın dostları ziyarete gelip, "Nasılsın?" derler...
Nasreddin Hoca:
"Hiç sormayın" der; "Sapasağlam ölüyorum."
***
Nasreddin Hoca'nın, bir de kadılık yaptığı dönem vardır...
O günlerde birisi gelip:
"Kadı efendi." demiş, "senin inek benim ineği boynuzlayıp öldürdü, bedelini isterim."
Hoca:
"Efendi." demiş; "2 hayvan kavga etmiş, sonuçta biri ölmüş; bunda benim ne suçum var.
Hayvanlarda akıl olmadığı için, işledikleri suçlar yüzünden kimseyi cezalandıramayız..."
Adam, Hoca'nın sözünü keserek:
"Şey...
Yanlış söyledim galiba...
Benim inek, senin ineği, boynuzlayarak öldürdü, diyecek- tim..."
Hoca bir an duraksayıp düşünmüş:
"Öyle söylesene be adam!..." diye bağırmış:
"Şimdi iş değişti işte; şu kara kaplı kitaba bir bakalım hele, ne diyor?.."
***
Yine Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:
"Hocam, ay üç müdür, beş midir?"
Nasreddin Hoca cevaplamış:
"Ben bilmem." demiş, "Ay alıp sattığım yoktur."
***
Zamanın hükümdarı Timurlenk, bir gün Hoca'yı çağırıp: "Hoca" demiş, "Benim için, kölelerin içinden, hiçbir kusuru olmayan birini seç."
Hoca birini seçmiş.
Timurlenk: "Aman hoca!" demiş;
"Bu kölenin gülerken bütün dişleri görünüyor!"
Hoca, hemen cevap vermiş:
"Devletlim, merak etmeyin, bu kusur görünmez; zavallı kapınızda gülecek değil ya!.."
***
Kapının çalındığını duyan Nasreddin Hoca gidip açmış.
Bakmış ki kapıda bir yabancı durmakta.
"Kimsin?" demiş.
Yabancı: "Bir Tanrı misafiri." deyince, koluna girip onu mescide götürmüş ve:
"Tanrının evi burası, Tanrı misafiri de burada olur" demiş...
***
Hoca bir gün katıra binmiş.
Katır da tam bir katır; inatçı mı inatçıymış...
Hoca katırı sağa döndürmeye çalışmış, bir türlü olmamış...
Onu katırla didişirken gören bir tanıdığı:
"Hoca nereye gidiyorsun?" diye sormuş.
Nasreddin Hoca da: "Katırın istediği yere" diye cevaplamış...
Hepinize iyi bayramlar...
Sevgiyle kalın...