"Burası Huş'tur Yolu yokuştur
Giden gelmiyor
Acep ne iştir"
Severim bu Elazığ türküsünü.
Hazin ve tartışmalı bir öyküsü vardır.

Havada Bulut Yok adlı türküde geçer bu sözler.
Aslında Yemen'e savaşmaya giden
Askerlerimiz için yakılmıştır.
Ve uzunca bir dönem bu "Huş'tur" sözü
"Muş'tur" olarak geçmiş, türküler de
"Burası Muş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor /
Acep ne iştir" diye söylenmiştir.
Oysa gerçek başka.
Ünlü halk ozanı ve sanatçısı Musa Eroğlu'nun da
Dediği gibi türkünün yakılma nedeni
Yemen'e giden,
Gidip de dönmeyen Mehmetçikler için.
Türküyü TRT sanatçısı Mehmet Özbek'in derlediği bilinir.
Bir rivayete göre Özbek, Elazığlı bir kızı sevmiş. Ancak babası vermemiş.
Buna içerleyen Özbek de tutmuş, türküyü Muş'a mal etmiş.
Ancak Özbek son zamanlarda türkünün
Elazığ'a ait olduğunu itiraf etmiş.
Usta sanatçı Musa Eroğlu da türkünün 1. Dünya Savaşı'nda Elazığ'dan Yemen ellerine giden Mehmetçikler için yakıldığını şöyle anlatır:
"Türküde 'Burası Huş'tur / Giden gelmiyor acep ne iştir"
Deniyor.
Bu bir Yemen türküsü ise askerlerimiz savaşmaya Muş'a değil, Huş'a gitmişlerdir.
Çünkü türkü Yemen türküsüdür.
'Yemen'e gelir mi sandın' diye ağıt yakılması bundardır."
Durduk yerde nerden çıktı
Bu Elazığ türküsü?
Dediğinizi duyar gibiyim…
Anlatalım efendim.
Geçen çarşamba günü
Final Dergisi Dershaneleri
Genel Müdürü Şevket Ertem,
Haber Müdürümüz Temel Eren,
Reklam Koordinatörümüz Serdar İçerler,
Yazarlarımız Efsun Erkemen
Ve Pelin Öker ile birlikte sabahın köründe
Gakkoş diyarına doğru yola çıktık.
Bilirsiniz,
Doğu Anadolu'da her il'e ait,
Bir ağız, şive, deyiş ve bir lakap vardır.
Adamın hasına,
Diyarbakır'da KEKE,
Adıyaman'da KEKO,
Erzurum'da DADAŞ,
Elazığ'da da GAKKOŞ derler.
Doğu Karadeniz'de ise
LAZ derler.
Elazığ'da gakkoş,
Abi, kardeş, mert, dürüst
Demek olduğu kadar,
Zalimlere sert,
Mazluma yumuşak,
Misafirperver,
Ve aynı zamanda cömert
İnsanlar için de kullanılır.
Elazığ gezimiz iki gün sürdü…
Hikâyesini bir günde
Bitirecek değiliz elbet.
Harput'a bayıldık.
Hazar Gölü'ne ise bittik.
Kısacası gakkoş diyarında,
Her şey harikaydı…
Tabii ki Şevket ağabey sayesinde.
Ama telefonlarımız çekmedi.
Huzur, Dostluk,
Ve tarih kokan
Bu asil ve gizemli kentte,
Ne yazık ki Turkcell bize
Sıkıntılı anlar yaşattı.
Şehrin içinde,
Dağ başında değil,
Konuşamıyorsunuz…
Neden?
Hani selocanlar,
Türkiye'nin her yerini,
Hatta denizin altındaki
Tüneli bile sarmıştı…
Elazığlı bu konuda dertli.
Turkcell yetkililerine
Bu derdi duyuralım istedik..
Belki bir çare bulurlar
Asil kentin yiğitlerine.
Elazığ'ın gakkoşu da türküsü de güzel.
İzlenimlerimizi yazmaya yarın da devam edeceğiz.