1. Ekimdeki konser, hiç ummadığımız kadar güzeldi.
Estonyalı topluluk Hortus Musicus, Avrupa'nın en eski Barok Müzik topluluğuydu.
Öyle iyi çalıyorlardı, bir de öyle beklenmedik şekilde sempatiklerdi ki, coşmuştu insanlar.
Beşiktaş'taki Deniz Müzesi'nde konser dinlemek de pek tatlıydı, ah keşke o sandalyeler de biraz daha şefkatli olsaydı...
Böyle başlayan 12.
Bach Günleri, 22 Aralık Salı akşamı saat 20:00'de, o bayıldığımız Hortus Musicus'un müthiş kemancısı ve direktörü Andres Mustonen'i, bu defa caz dörtlüsüyle ağırlayacak. Mustonen Art Jazz Quartet, Bach'ı 'cazca' yorumlayacak. Yine Deniz Müzesi'nde... Bir mucize olsa ve sandalyeler de değişmiş olsa, tadından yenmez.
2. Türkülerin değişik yorumları, hele biraz cazlaşmışlarsa, "Sabahlar olmasın" dedirtir. Ayın yine 22'sinde, bu sefer İş Sanat'ta, kendi alanının 'en'lerinden dört isim, türküleri Batı ezgileriyle buluşturma konseptiyle bir araya geliyor.
Projenin adı Virtü-Öz Türküler. İsimler de sesi ve yorumuyla bildiğimiz Kubat, klarnetiyle alıp götüren Hüsnü Şenlendirici, pek çok prestijli ödülün sahibi olan usta piyanist Hüseyin Sermet ve dünya çapında orkestralarda varlık göstermiş olan maharetli kontrbasçı Fora Baltacıgil. Uzun İnce Bir Yoldayım'dan Sarı Gelin'e en aşinası olunan türküleri bir de böyle dinlemek zevkli olacak muhakkak.
3. İran'ın Bob Dylan'ı diyorlar onun için. ABD'de yaşayan 40 yaşındaki Acem blues ustası Mohsen Namjoo, rock ve cazı geleneksel İran müziğiyle yoğuruyor. Alışılmadık bir tarz. Sesi hakikaten etkileyici (4 oktavmış), sadece müziğe değil sözlere de önem verip bayağı edebiyat yapması da... İstanbul konseri, 19 Aralık'ta Volkswagen Arena'da...