Efendim, ne yalan söyleyeyim, bu hafta biraz sarsıldım ben. Şimdi tabii televizyonu açıp da birden bire şöyle bir muhabbetin ortasına düşerseniz, siz de sarsılırsınız:
Adnan Aybaba: Ben Emre'yi (Belözoğlu) savunurum abi! Herkes bana ırkçılık yaptı, ben niye yapmayayım ya?! Faşist miyim ben?! Değilim!
Ahmet Çakar: Sen sapıksın!
Adnan Aybaba: Sapık olabilirim, faşist değilim ama... Ben ırkçıyım abi! En büyük ırk da biziz, Türkler... (Bu esnada Beyaz Tv'deki Ve Gol programının sunucusu Göktuğ Sevinçli ne yapacağını şaşırmış vaziyette çırpınırken, programın bir diğer yorumcusu Rasim Ozan Kütahyalı masaya kapaklanmıştır...)
Bedri Baykam: Arkadaşlar sakin olun, yeterlilik önergesi veriyorum...
Evet kıymetli okur, olay vallahi aynen böyle vuku buldu, yalanım varsa şuracıkta taş kesileyim.
Yani, Adnan Aybaba 'ırkçılık' yapmakla suçlanan Emre Belözoğlu'nu savunmak üzere lafı almış ve fakat aldığı lafı kontrol edememiş, laflar Sayın Aybaba'yı kontrol etmeye başlamıştı... Öyle sürreal bir durum yaşanıyordu stüdyoda...
Derken, o güne kadar bulunduğu programları hep ateşlendiren Ahmet Çakar, ilk kez bu denli muazzam bir sağduyu insanı olarak karşımıza çıktı ve Adnan Aybaba'yı "Yavrum, evladım," diye diye sakinleştirdi...
Bu arada, kıymetli okur, ben bunların hiçbirisinden sarsılmadım, yanlış anlaşılmasın. Alıştık artık sürreal bir toplumda yaşamaya... Beni esas sarsan, Bedri Baykam'ın araya, "Yeterlilik önergesi veriyorum!" diye girmesi oldu. Abicim orası CHP kongresi mi? Karşında delege mi var? Neye, kime yeterlilik önergesi veriyorsun?.. Aklım uçtu birden...
Hakikaten, bir ara CHP'ye genel başkan olmak için adaylığını koyan bir kimsenin birden bire Adnan Aybaba'yla karşılıklı futbol muhabbeti yapması, Adnan Aybaba'nın laflarından daha acayip değil mi sizce de? Tamam, bir insan çok yönlü olabilir, buna itirazım yok da, bu kadar da çok yönlü olunmaz ki!.. Manyetik alan mübarek, pusula getirseniz, Bedri Bey'in yanında kendini kaybedip fır dönecek... 'Harika çocuk' diye gazlanıp başladığı resim hayatının zirve noktasında bize 'peçete'sini sergileyip filmi kopardığını hatırlarsınız. Film demişken, 'Harika Çocuk'un Harika Avcı ile çevirdiği çok acayip bir filmi de vardır ki, rahmetli yönetmen Yusuf Kurçenli'nin sinemadan, Harika Avcı'nın da erkeklerden o filmle birlikte soğuduğu söylenir.
Neyse efendim, Bedri Bey'in farklı yönlerine trafik işaret ve işaretçileri bile yetişememektedir.
Bugün onu futbol yorumcusu olarak görüp de şaşırıyoruz ama Ortaköy'de bar işletirken çamur güreşi yaptırdığı bikinili hanımlara hakemlik ettiğini hatırladığımızda, keşke hep futbol yorumculuğu yapsaymış diye düşünmeden edemiyoruz.

BEYİNSİZ ADAM'LA HARİKA ÇOCUĞUN ATIŞMASI
Lakin o bize kendisini geçmişiyle hatırlama imkanını hiç tanımıyor, kendini sürekli yeniliyor. Twitter diye bir âlem var ya artık hayatımızda, o hayatın içinde Sayın Baykam da hemen oluveriyor. Twitter'da 'Beyinsiz Adam' rumuzuyla bulunan arkadaşla girdiği atışmaya pek çoğunuz rastlamışsınızdır; tarihe geçmesi bakımından bu 'harika kafaya alma' olayını hiçbir düzeltme yapmadan aktarıyorum:
Bedri Baykam: Cafer Solgun Cemevlerinden Atatürk resimleri indirilsin diye 4 takla attı haberturk te, bıkmadılar Ata düşmanlığının bayağlığından...
Beyinsiz Adam: "Atatürk" kelimesiyle "bayağılık" kelimesini aynı cümlede kullanamazsınız, haddinizi bilin. Saygılar.
Bedri Baykam: sen ilkokula don, hocana de ki "BB bana 'sen iyi niyetli ama beyinsiz yorumlar yapiyorsun dedi'de, o seni tedavi eder!!
Beyinsiz Adam: Ben size Atatürk diyorum, siz bana hacıdan hocadan bahsediyorsunuz. Hocaya gideyim öyle mi? Yoo dostum yo, bu tuzağa düşmem.
Bedri Baykam: ben sana ilkokul hocandan yani Ogretmeninden soz ediyorum, onu da mi anlamadin?
Beyinsiz Adam: Lüzumsuz bir gerginlik yaşadık. Birbirimizi incitmeyelim. Atatürkü sevdiğinizi söyleyin ve bu tartışmayı bitirelim.
Neyse kıymetli okur, şu 'harika tosun' kardeşinizi sevdiğinizi söyleyin de, yazıyı bitireyim ufaktan..