"Dibe vurmak" duygusunu yaşadı Kardemir Karabükspor... "Kim düşer?" sorusuna verilen cevaplar arasında ilk sıralarda anılmanın ağır duygusunu derinden hissettiler. Ancak dibe vurmuşken teslim olmadılar. Demir gibi irade, çelik gibi hırs ortaya koyarak Süper Lig'in son maçında dost diye niteledikleri Beşiktaş'ın karşısına zafer kazanmış bir şehir olarak çıktılar. Bizce yazının girişine yazılmayı ve alkışlanmayı hak ettiler. Tek tek yıkılıp yenilenen tribünleri, takımlarını destek için yerlerini alan binleriyle de işin açıkçası Süper Lig'e yakışıyorlar.
Beşiktaş, Tayfur Havutçu'nun yeniden sahaya çıktığı ilk maçta istenilen sıçramayı yapamadı ve beklenenin gerisinde kaldı. Hiç kimse koca bir sezonun ardından, sürekli irtifa kaybeden bir takımdan 5 gün içinde mucizevi dönüşüm geçirmesini beklemiyordu. Ancak insanlar yüreğini ortaya koyan, kazanmak için savaşan bir takımı sahada göreceğini umuyordu. Bu da olmadı çünkü ritmini yitirmiş takıma Tayfur Havutçu şok etkisini yapamadı. İki kırmızı olmasa ve maç 11'e 11 bitse bile Siyah-Beyazlı takım galip gelecekmiş hissini uyandırmadı.

CARVALHAL'IN TAHRİBATLARI
Bunun birkaç nedeni var.
Öncelikle Carvalhal'ın açtığı tahribatları birkaç günde silmek mümkün değil. Giderayak başkalarını suçlama huyundan vazgeçmeyen Portekizli hoca, geldiği günden bu yana ağzından "Şurada da 1 tane benim hatam var" deseydi söylediklerindeki samimiyete inanır, çoğunun altına imza atardım.
İkincisi Beşiktaş'ta futbolcuların kafası Tayfur Havutçu ile de durulmamış. Tayfur Hoca'nın Almeida kırmızı kart gördükten sonra Quaresma ve Fernandes'i oyundan alması önemli mesajlardı. Ancak yeterli değil. Daha da önemlisi Beşiktaş'ta yerlisi yabancısı, yıldızı sıradanı, genci yaşlısı beklentilerin çok altında performans sergiliyor. Bu takımdan ancak bu kadar oluyor, dolayısıyla operasyon gerekiyor.