TRT'nin yarışması "Alaturka", cuma gecesi yapılan finalle noktalandı. Yarışmanın maliyeti, reyting listelerindeki yeri, katılım ve değerlendirme kriterleri hakkında çok şey yazılıp, söylendi. Ama bana göre yarışma "temel amacına" ulaştı. Neydi o amaç? Türk Sanat Müziği'nin yaşıyor olduğunu kanıtlamak ve repertuara yeni eserler katmak. Bunun için TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz ve yapımda büyük emeği olan yönetmen Şule Bekrioğlu başta olmak üzere ter akıtan harcayan herkese teşekkürler... Duyduk ki, yarışma "geleneksel" hale getirilecek ve her yıl tekrarlanacakmış. Naçizane önerim, gelecek yıl "ustalar" ve "gençler" in ayrı kategorilerde yarışması. Bence bu yöntem hem daha adil olacak, hem de genç yeteneklerin önünü açacaktır. Bu arada ülkemizi bu yıl Eurovision'da temsil edecek bestenin belirlenmesi için yapılan başvurularda finale kalan 7 şarkı da açıklandı. Daha şimdiden çeşitli internet sitelerinde spekülasyonlar başladı. İddialara göre Zerrin Özer, Haluk Levent, Mine Koşan ve Şebnem Paker gibi isimlerin besteleri elenirken, daha önce kurum içinde görev yapmış ya da yönetime yakın duran, müzikle fazla iç içe olmayan bazı beste sahipleri finale kalmış. Tabii ki bunlar şimdilik söylentiden ibaret. Ama iki yıldır Eurovision'da ülkemize büyük başarılar kazandıran "sipariş beste" sistemine kimse itiraz etmemişken ve herkes bu uluslararası müzik zaferlerinin keyfini sürerken, yönetmelik neden değişti, işte onu anlamadım...