BİNBİR Gece'yi izlerken en çok minik Kaan'a özendim. O kadar güzel bir oyuncağı vardı ki... Bir market tezgahı... Plastik rafların, sepetlerin içinde rengârenk sebzeler, meyveler, telefon, hesap makinesi, hatta slip çekmek için pos cihazı bile eksik değildi. İçimden "Eyvah" dedim, "Tam da bayram üzeri evlerde kıyamet kopmuştur. Çocuklar kim bilir nasıl tutturmuştur..." Eğer bu oyuncağı bir firma, promosyon amaçlı olarak dizinin içine yerleştirdiyse, bu ustaca manevraya ancak şapka çıkartırım. Ama gücü yetmeyenlerin evlerinde kopan fırtınadan, ağlayan çocuklarının karşısında boynu bükük kalan anne babaların dramından da yine onları sorumlu tutarım. Neyse, yılbaşı ve bayram üzeri daha fazla içinizi baymayayım. Bu arada Kaan'ın nasıl olup da düzgün Türkçe konuştuğuna şaşıyorum. Zira gününün büyük bölümünü Azeri bakıcısı Mihriban'la geçiriyor. İnsan ister istemez etkilenir ay balam!..