Gülse Birsel'i ne çok özlemişim. Hem o şaşkın hallerini, hem rafine mizahını... Kanal D'nin yeni komedi dizisi Yalan Dünya'yı izlerken önce bunu fark ettim...
Tabii ki bunca karakteri seyirciye tanıtıp aynı anda onları gülmekten kırıp geçirmek ilk bölüme sığacak bir mucize değil. Ama bu dizide ışık var. Dahası, Gülse'nin seyirci nezdinde sonsuz kredisi var. Üstelik, Avrupa Yakası başarısından sonra bu kez emrine küçük bir şehir ebadında kocaman bir sokak platosu ve donanımlı bir teknik ekip verilmiş. Yine de Avrupa Yakası ile aynı evin kullanılması, eski dizideki derginin yerini yapım şirketinin alması, bazı karakterlerin eski diziyi çağrıştırması ister istemez izleyiciyi bir 'kıyasa' zorluyor.
Ah bir de şu gülme efektleri olmasa... Hem insana kendini aptalmış gibi hissettiriyorlar, hem de abartılı efektler yüzünden diyaloglar güme gidiyor.

ORÇUN TAMAMDIR
Oyunculuklara gelince... Beyaz'ın bu rolü büyütmesi için Şovmen Beyaz'dan bir an önce kurtulması lazım.
Olgun Şimşek'i bu denli farklı bir karakterde görmek ise izleyicinin yadırgamasına yol açıyor. Üstelik bu roller sanki Engin Günaydın düşünülerek yazılmış gibi. Sarp Apak, acaba bu kadar abartılı oynamak zorunda mı? Aynı durum Hasibe Eren için de söz konusu. Gupse Özay'ın ise ne dediğini anlamak için alt yazıya ihtiyaç var. İnsanlar bulmaca çözmekten esprileri kaçırıyor. Nihal Yalçın'ın başarısı ise benim için hiç sürpriz olmadı. Tıpkı bu köşenin diğer övgü şampiyonlarından Öner Erkan'ınki gibi... Dursun'un (Ömer Arpacı) aynı karakterle Avrupa Yakası'ndan Yalan Dünya'ya transferi de onun 'Karadeniz fıkrası olma' özelliğini pekiştirmiş.
Ama biri var ki, şimdiden diğerlerinden bir adım öne geçti bile... Orçun tiplemesini enfes bir şekilde canlandıran Bartu Küçükçağlayan sanal âemde şimdiden fenomene dönüştü bile...

GÜNÜ YANLIŞ
Bu arada bir röportajında "Artık 90 dakikalık sit-com yazmam" diyen Gülse yeminini çabuk bozmuş görünüyor. Umarım bu durum sadece ilk bölümle sınırlı bir zorunluluktur.
Bir de Yalan Dünya'nın yayın günü hatalı gibi geldi bana. Çünkü cuma akşamları genellikle 'gecelere akmayı' tercih eden 'hedef kitle'yi o saatte ekran başına beklemek hayalcilik olur. İç bayıltan dramlardan fena halde sıkıldığımız, kaliteli komedilerin ekranda tutunması için mizaha gönüllü omuz verdiğimiz şu dönemde Yalan Dünya yalan olmasa bari...