Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Doktor derdime bir çare

Köşemize pek çok ilginç okur mektubu geliyor. Ama ilk kez biri, 'televizyon doktoru' olarak benden reçete istiyor. İşte okurumuz Sevda Karaoğlan'ın vizite raporu:
"Merhaba Yüksel Bey; son yıllarda sıkça dile getirdiğimiz 'televizyon karşısında duyarsızlaşma' durumunu siz de bilirsiniz. Söylemek istediğim şu; televizyonda o kadar çok entrika, cinayet, savaş vs. izlersiniz ki; artık bunlara tepki bile vermez hale gelirsiniz.

ÇAY EŞLİĞİNDE FATMAGÜL
Sabah kahvaltı masasında depremde ölen onlarca insanı izleyebilir ama ekmeğinize reçel sürmeye devam edersiniz. Çay kahve eşliğinde Fatmagül'ün dehşet dolu tecavüz sahnesini izleyebilir; 'Yahu şu çayın yanına bir de kek olsa' diyebilirsiniz.
Altın günlerinde koltuğa kurulup kayıp kızını arayanlara 'Vah vah' edebilirsiniz. Hani sinirsiz et arayan reklam var ya, bizim toplumca sinirlerimiz alınmış aslında. Kıyıda köşede ufak tefek sinirimiz kalmış, o da anlık vah vahlara yetiyor.
Ama farkettim ki; bu aralar bende aşırı bir duyarlılık hali mevcut. Zaten bir-iki yıldır aşırı duygusal dizileri pek izleyemiyordum. Baştan izlesem de en fazla bir sezon sonra bırakıyordum. Fakat şimdi hiç dayanamıyorum. Hayat Devam Ediyor dizisini 5 bölümde bıraktım. Çünkü acı oranı gittikçe artıyor. Fatmagül'e bir bölüm bile dayanamadım desem yeridir. Sizin Suskunlar dizisini öven yazınızı okuyunca bir bakayım dedim; diziye ortasından daldım. Abartmıyorum, ilk hapishane sahnesinin sonunu bile izlemeden kanal değiştirdim. Van depremiyle ilgili mesaj reklamında bile gözlerim doldu.

İYİ OLABİLECEK MİYİM?
Siz bir nevi televizyon doktoru sayılırsınız. Ne de olsa tüm yapımları masaya yatırıyorsunuz. Lütfen bana bir çare bulun. Bu kadar duyarlılık normal mi? Ben iyi olabilecek miyim Yüksel Bey?!"
Estağfurullah, sevgili okurum... Ne doktorluğu? Ben naçizane, sizlerin arzuhalcisiyim. Ayrıca bu aralar 'Doktor' olarak anılmayı da pek tercih etmem doğrusu.
Malum, şimdilerde kum torbası niyetine kullanılıyorlar da, o sebepten...
Derdinizin çaresine gelince: Sakın ola ki tedavi olmaya filan kalkmayın. Zira bugünlerde 'duyarlılık' bir zaaf değil, aranıp da bulunamayan bir erdem... Tek tavsiyem, dizilerdeki dramatik sahnelere gözünüzü kapatmak yerine onlardan sosyal mesajlar süzmeniz ve duyarlı kişiliğinize uygun şekilde taşın altına elinizi koymanız.
Size 'Geçmiş olsun' demek içimden gelmiyor. Aman sakın geçmiş olmasın!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA