Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Dedelerimizi anarken

HER Anzak ayininde içim burkulur... Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar binlerce kilometre uzaktan gelip Çanakkale'de toprak olan dedelerini anarlar. Şafak Ayini, dünyanın en duygulu anma törenlerinden biridir. Uyku tulumlarında beklerler şafağın sökmesini... Sonra gözyaşlarıyla ıslatırlar Anzak Koyu'nun çakıl taşlarını...
Son yıllarda bizim gençlerimiz de aynı tarihte Çanakkale'ye gider oldu. Şimdi onlar da yürüyorlar... Üzerlerinde "Dede biz geldik" yazılı kırmızı- beyaz tişörtleriyle... O gün 57'nci alayın askerlerinin şehit düşmeden önceki son istihkakları olan kırık buğday çorbasını yudumluyorlar plastik bardaklarda...
Ama keşke atamıza saygıyı, dedemize vefayı elin Avustralyalısı'ndan öğrenmeseydik.
Keşke ilk yürüyüşü biz yapsaydık Anzak Koyu'nda...
Keşke 'öykünmeye' ihtiyacımız olmasaydı elin adamına...
Gıpta etmeseydik...
Gelin görün ki, biz de öldük kilometrelerce uzaklarda...
Trablusgarp'ta, Yemen'de, Filistin'de... Ama kaçımız gidip de oralarda şehit olan dedelerimize Fatiha okuyabiliyoruz? Var mı günler öncesinden Bingazi'ye gidip de, uyku tulumunda sabahlayan? 'Gidenin gelmediği' Yemen'de her yıl anma töreni düzenlemiyoruz, acep ne iştir?
Savaşları anmak, aynı zamanda savaşları lanetlemek yerine de geçer. Çanakkale, birbirine düşman ulusların yıllar sonra birbirleriyle kucaklaştığı, derin saygı hisleriyle birbirine kenetlendiği yerdir. Çanakkale, "Savaşın mağlup olduğu" tek toprak parçasıdır. Unutmayın; şehitlerin ruhuna gönderilen her dua aynı zamanda bir daha savaş olmaması içindir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA