Muhteşem Yüzyıl son birkaç bölümdür biraz yerinde sayıyor gibi. Hikayelerin örgüsünde sanki durağanlık var.
Bir Süleyman yatağa düşüyor, bir Valide Sultan... Kapı arkasından dinlenip deşifre edilen entrikalar da hep birbirinin benzeri. Bunda dizi ekibinin yaşadığı Meral Okay travmasının etkisi olabilir. Bu nedenle şimdilik daha köşeli eleştirilerden özenle kaçınıyorum. Ama tehlike sinyalleri de duyulmayacak gibi değil...
Bu arada Kanuni Sultan Süleyman, Valide Sultan ve Pargalı'nın gençlik günlerinin anlatıldığı flash back sahneleri, giderek durağanlaşan diziye biraz olsun hareket getirdi. Özellikle bu karakterlerin gençliklerini canlandıran oyuncuların (Erol Ayvaz, Evrim Alasya, Gökhan Altınışık) seçimindeki müthiş isabet için emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.
Özellikle Pargalı'nın gençliği, neredeyse Okan Yalabık'tan daha çok ona benziyor!
Fiziksel benzerlikleri bir yana, belli ki genç oyuncular; Halit Ergenç'in, Nebahat Çehre'nin ve Okan Yalabık'ın oyunculuk tekniklerini, mimiklerini, vücut dillerini oturup büyük bir titizlik ve sabırla çalışmışlar, ince ince etüt etmişler.
Benim için bir diziyi değerli kılan, bunun gibi 'şeytani' ayrıntılardır. Yoksa bütün parasını iki başrol oyuncusuna yatırıp kalan tüm figürasyonu ve yardımcı oyuncuları adeta sokaktan toplayan yapımcıların 'şıpın işi' dizileriyle hiiiç işim olmaz...