Volkan Konak'ı geçen yıl keşfettim. 'Mimoza' albümünü uzunca bir süre hemen her gün dinledim. Mimozalar gibi bahara damgasını vurdu şarkıları. Konak'ın popülaritesinin hızla artmasına, hemen hergün medyada olmasına bir gazeteci olarak da sevindim. Öyle ya, biz de sıkılıyoruz hep aynı insanları görmekten... Ama... Bitti. Konak'ın Harbiye Açıkhava konserindeki açıklamalarını okuyunca dedim ki; "Ah be güzel kardeşim. Bu Türkiye'de, o konser alanını dolduracak üç-beş sanatçıdan birisin. Ağırlığını bil, otur yerinde. Ne gerek var meslektaşlara laf atmaya..." Ajda Pekkan'ın kıyafetlerine, Ebru Gündeş'in konser sonrası bornozuyla arabasına binmesine, Serdar Ortaç'ın kulisine viski istemesine kızmış Volkan Konak... (İsim vermemiş ama laflar adrese tam teslim.) Ben yanıt vereyim bari; Ajda sahnede her yıl aynı konseri tekrar etmiyor, şov yapıyor, onun gereği neyse onu da yerine getiriyor. Kıyafetine de özeniyor, şov ekibine de... Sizce niçin bir hafta arayla ikinci konseri veriyor? Gelelim Ebru Gündeş'e. Konserden sonra bornozunu giymesinden daha doğal ne olabilir? O terle sahneden inen bornozunu giyip arabasına binmesi halktan uzaklaşmak mı oluyor, anlamadım? Ve Serdar Ortaç. Kulisine içki isteyebilir. Belki stresini atmak için bir kadeh içiyordur. Sarhoş olarak sahneye çıkmadıktan sonra kime ne? Volkan Konak değil de taze bir şöhret bunları söylese anlayacağım. Ama Volkan Konak söyleyince tuhaf kaçıyor. Bunları söyleyince ne oluyor yani? Birilerini eleştirerek, aşağılayarak siz mi yükseliyorsunuz güzel kardeşim?