Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

İdeal ilişkinin sırrı

Ne zaman bir arkadaş grubu ile bir araya gelsem en çok konuşulan konu; yürümeyen ama aynı zamanda bırakılamayan evlilikler...
Bu kadar fonksiyonsuz ilişki lafı duyunca, aklıma yıllar önce izlediğim bir dokümanter geldi.
1950'lerde Bronx'ta; zamanın tanınmış 32 yaşındaki avukat playboy'u Burt Pugach, 20 yaşındaki melez güzel Linda Rissi'ye, gördüğü anda aşık olmuş.
Ama öyle böyle bir aşk değil...
Burt, Linda'yı kafasına öyle bir takmış ki, birlikte olmaya ikna etmek için her yolu denemiş.
Linda'nın ilgisini çekmeyi başaramayınca, kıskançlıktan gözü dönüp korkunç bir şey yapmış.
Linda'nın yüzüne asit atarak kadını kör etmiş! Bunun üzerine de 14 yıl hapis cezasına çarptırılmış.
Normalde, daha doğru dürüst başlamayan ilişkilerinin burada bittiğini düşünürsünüz değil mi? Ama öyle bir tutku ki, Burt hapiste de pes etmiyor ve Linda'ya aşkını ifade eden mektuplar yazmaya devam ediyor.

SEVGİ ASLINDA İSTEMEK
14 yıl sonra tahliye olduğunda akıl almaz bir şey oluyor; evleniyorlar! Hem de ne aşkla...
Linda kendisini kör eden ve hayatının bir bölümünü terörize eden bu adamsız hiçbir şey yapamıyor.
Sürekli didiştikleri bir ilişki olmasına rağmen, "Her an beraberiz, biz 'soul mate'iz (ruh ikizi)" diyorlar.
Sevginin bir tanımı da; sevdiğiniz kişinin güvenliğini ve iyiliğini kendinizinki kadar önemsemekse, bu iki kişinin yaşadıklarının sevgi olmasına imkan yok!
Olsa olsa 'gözü kör eden' bir tutku... Ya da uyuşturucu bağımlılığı kadar güçlü, ruhu tüketen bir bağımlılık... İhtiyaç duyulmaya ihtiyaç duymak.
Beraber olduğun kişinin tavrından ne kadar nefret edersen et, ne kadar farklı dünyanın insanı olursan ol, bütün tezatlara rağmen ait olduğunu hissedebilmek...
Bu uçta olmasa bile, çoğumuz ilişkilerimizde kontrol ihtiyacı ile sevgiyi birbirine karıştırıyoruz.
İngilizce'de sevgi anlamına gelen kelime 'Love', Sunskritte 'Lobha' kelimesinden geliyor. 'Lobha' ise açgözlülük demek... İspanyollar aslında sevginin bencilliğini kendi dillerinde dürüstçe ifade ediyor. 'Seni seviyorum' anlamında kullanılan 'Te quiero' aslında 'Seni istiyorum' demek... Yani sevgi aslında istemek...
Bazen sevgi adına sadece veren taraf oluyoruz...
Ve verdiğin sürece de sevdiğini düşünüyorsun, kimliğini kaybetsen de...
Aslında ilişkilerde kendi enerjimiz neyse, benzer enerjileri çekiyoruz; yani hak ettiğimiz ilişkileri yaşıyoruz sonuçta.
Bu durumda; yorucu veya kendinizi yalnız olarak değerlendirdiğiniz bir ilişkiniz varsa ve kapana kısıldığınızı düşünüyorsanız, aslında bu tip bir ilişkiyi kendinizi anlamanız ve gelişmeniz için mükemmel bir anahtar olarak kullanabilirsiniz.
Karşınızdakini değiştirmek için mücadele edeceğinize, aynı mücadeleyi kendi karekterinizin yürümeyen yönlerini değiştirmek için verebilirsiniz.

SERTAB VE DEMİR
Yani üstlenmemiz gereken; ilişkiyi değiştirmek, onarmak değil; kendi karakterimizin yıpratıcı olan bölümlerini değiştirmek, onarmak... Belki ondan sonra istediğimiz ilişkiyi yaratma şansımız olur.
Ben mesela, bu konuda yıllardır Demir Demirkan ve Sertab'ın ilişkilerinden çok şey öğrenmişimdir.
Yıllardır kavga etmezler. Gerçekten etmezler. Sıkıcı ve kopuk bir ilişkileri olduğu iwçin değil.
Birbirleri ile rakip olmadan yaşamayı öğrenebildikleri için. Yani hem birbirlerini sıkmadan hem de uzaklaşmadan sevmenin dengesini bulabildikleri için...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA