Bildiğin sevgi pıtırcığıyım işte! Bana antipatik gelen, sevimsiz bulduğum, 'aman ben onu hiç sevmem' dediğim insanın beni tavlaması için bir bakışı, bir jesti, bir gülüşü yeter. Yelkenlerim hemen suya iner. Bu kez o gülüş bizzat bana değil dünyaya karşı yapıldı ama benim yine tersim döndü. Birden Nurgül Yeşilçay'ı sevesim geldi. Hani telefonunu bilsem, o dakka arayıp "Ohh be yavrucuğum, sonunda gözlerini gülerken gördük ya, sebep olanın gönlüne sağlık" diyecektim.

SURATSIZI GÜLDÜRDÜ
Neyse, buradan demiş oldum. Âşık olmuş Nurgül... Mithatcan Özer'e... İkisi de çok mutlu görünüyorlar, ne güzel! Ahh aşk, sen nelere kadirsin! Kırk yılın suratsızı Nurgül'ü bile güldürdün ya bravo sana! En büyük estetik operasyon, en sağlıklı beslenme, en başarılı terapist, en güçlü antidepresan, en yararlı spordan daha şifalısın sen... İnsanın ruhunu ters yüz eder, çehresini değiştirirsin. Ağır abi-ablalık, 'cool' tavırlar (şu cool'un yerine de tam Türkçe karşılık bulamadık gitti, yazarken ben de rahatsız oluyorum ama başka da bir kelime gelmiyor aklıma), agresif ruh hali, sert karakter falan sökmez sana... Adamı bir anda kulak memesi kıvamında poğaça hamuruna çevirirsin. İstediği kadar arada aşk-tutku-sevgi bağı olsun, bazı insanlar birbirini zehirler, bazıları da birbirine ilaç gibi gelir. Nurgül de ilacını bulmuş bence. ... Kadrini, kıymetini bilsin. Mithatcan yeni sevgilisi için "Hastasıyım" çekmiş. Güzel Türkçe'nin yeni ve en favori deyişlerinden biridir bu... Şöyle uzatarak hasssstasıyızzz dersin, karşı taraf anlar ki, artık neden veya kimden bahsediyorsan işte onu çok seviyorsun, çok tutuyorsun vs. Mithatcan "Ben Nurgül'den çok hoşlanıyorum, aramızda bir elektrik var" deseydi, bize geçen duygu o küçücük kelimenin yansıttığı samimiyeti vermezdi. "Hassstasıyım" demiş işi bitirmiş. Kısacası, sevdim ben bu çifti!