Buraların yerlisi olarak, bu hafta iki önerim olacak size sayın tatilci.
Biri, Alaçatı merkezdeki Sesil Otel.
Ben bu oteli ve sahibini geçen yıl İstanbul'dan gelen bir arkadaşımı Alaçatı sokaklarında gezdirirken tanıdım. "Acaba fotoğraf çekmemize izin verirler mi?" derken, birden bizi sanki her akşamüstü orada görüyormuş gibi karşılayan ve o dakikadan itibaren yaklaşık bir saat kadar yakın arkadaş gibi sohbet ettiğimiz otel sahibi Hüsran Hanım'la tanıştık.
Otelde gözünüze ilişen her obje satılık bir kere...
Oturduğunuz sandalyeyi mi beğendiniz, yoksa yemek yediğiniz tabağı mı gözünüze kestirdiniz?
Ya da odadaki çarşafları, yastığı, divanı... Hepsi ama hepsi satılık...
Ve çoğu da antika...
O günden sonra bir kez de kahvaltıya gittim Sesil'e... Ama bu iki izlenim yetti. Şimdi, dışarıdan gelip benden otel bulmamı isteyen arkadaşlarıma rahat rahat tavsiye ediyorum...

HANUT DURUMU YOK
Veee hani, nasıl diyor sizzz??
Alaçatı'nın bu seneki en 'elegan' yeri bence 'Göz Lounge' olmuş.
Yeni açılmış Göz...
Ben tabii yine en son gördüm ama gördüğüme de bayıldım.
Yaz-kış açık kalacakmış. İçinde su sarnıcı, şöminesi, kitaplığıyla tam bir ev ortamına benzettim ben. Sahibi Övgehan Oğultürk, karısı Gözde'ye o kadar aşık ki, bu yüzden mekanın adı Göz olmuş.
Bundan önce de Bebek'teki La Favorita'yı işletmişler ama sonra onlar da benim gibi tası tarağı toplayıp büyükşehri terk etmişler.
Yaşasın! Burada kafa dengi insanlarla nüfusumuzun artmasına çok seviniyorum.
Bu arada, içi fesatlık tohumlarıyla dolu dangalaklar için bir açıklama yaparak bu yazıyı burada bitireyim:
Sesil Otel'in de, Göz Lounge'ın da sahiplerini ne önceden tanırım, ne de ortada bir hanut durumu var.
Bundan sonra yazacağım mekanlar için de aynı şey geçerli olacak.
12 yıldır köşe yazarım, bu zamana kadar anamın babamın bile ricasını çok kırdım. İnanmadığım yerin adını kaleme almam. O yüzden kimse bu köşede kıyak aramasın.
Hakikaten bulamaz, söyleyeyim...