Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Mehmet Turgut'la çalışmak...

Bitti mi? Bu kadarcık mı? Oldu yani? Eminsin? "Hadi sonra görüşürüz" mü? Bak valla zamanım var. Heeey! Ben bu kadar hızlı, mönüden yemek bile seçemiyorum. Şimdi biz fotoğraf mı çektik? Bu adamla her defasında başıma aynı şey geliyor sayın seyirciler. Çektiği fotoğraflarla gündemden düşmeyen fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut'tan bahsediyorum.

ÇEKERKEN KONUŞURUZ
Kimleri şipşaklamadı ki; Cem Yılmaz, Haluk Bilginer, Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan Doğulu, Şahan Gökbakar, Yılmaz Erdoğan, Deniz Akkaya, Elif Şafak, Yılmaz Özdil... Say say bitmez. İlle çeker bir numara. Onun fotoğrafları ille de konuşulur. Beyni bir tuhaf çalışıyor onun. Tersten bakıyor. Kıvırcık saçlarına, sevimli suratına aldanmayın, o garip rüyaların yönetmeni misali. Geçen gün bir çekim için gittim ofisine. Aslında onunki hem ev hem ofis hem de stüdyo. 24 saat işleyen bir bina. Garaj kapısından olay yerine girdiğimde ne giyeceğim, nasıl görüneceğim, nasıl poz vereceğim hakkında bir fikrim yok. Bakıyorum Mehmet o sırada yönetmen Mustafa Altıoklar'ın fotoğraflarını çekiyor... Bol bol zamanım var zannediyorum, kendime bir kahve söylüyorum. İki dakika sonra gülerek yanıma geliyor. Bir de sakin ki sormayın; "Hadi çekelim" diyor. "Dur dur daha konuşmadık" diyorum, panikliyorum. "Çekerken konuşuruz" diyor. Bana yırtık gri bir tişört getiriyorlar, giyiyorum, altına siyah çorap. Makyöz yüzüme bir şeyler sürüyor ama fark etmiyor. Hâlâ aynıyım. "Peki saçlarım ne olacak?" Mehmet yanıma sokulup, saçıma bakıyor; "Kalsın böyle doğal çok güzel." E iyi. Ben ne olduğunu hâlâ anlamıyorum. Başıma ne gelecek acaba diye düşünürken, görevi tamamlanmış Mustafa Altıoklar bir koltuğa oturup kahvesini yudumlamaya başlıyor.

ACAYİP BİR ADAM
Stüdyoya geçiyoruz. Bir kafes var sadece. Eee? Kafese girmemi söylüyor Mehmet. Nasıl? Bende panik atak var alooo. Sensin kafes! Gülüyor, "Yahu gir" diyor. Ben kafesin içinde yavru kedi misali sağa sola bakınırken, "Bitti çık" emri geliyor. Nee? Bitti mi? Bitti! Eliyle işaret ederek "Gel şu fonda dur" diyor. Duruyorum, yani durmuyorum bir el verip kaçıyorum sanki. Ve bitiyor. Hepsi bu! Ne uzun makyajlar, ne üstüne tüy dikilmiş saçlar, ne saatlerce toplantı, ne fotoğrafları uzun uzun incelemek. Bu kadar işte! Emin olun sadece bana böyle olmuyor. Mehmet Turgut stüdyosundan geçen herkesin başına aynı şey geliyor. Çünkü adam işini biliyor, adam ne istediğini biliyor. Dedim ya, adam bir acayip! Ve günün sonunda herkes onun çıkarttığı işleri konuşuyor. Peki bu fotoğraf çekimi ne içindi? İşte o bölüm azz sonra.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA