Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İSKENDER GÜNEN

Bunlar bir 'dejavu' değil

Bir futbol takımının şampiyonluğa oynayabilmesi için öncelikle tarihsel birikimi, geleneği ve deneyimi olmalıdır. Bu özellikleri yoksa şampiyonluk da zordur.
Ne var ki bu özelliğe sahip olmak da şampiyonluğu altın tepsiyle almaya yetmiyor. Kaliteli oyuncular, geniş- derinlikli kadro, 'takım' gibi takım olabilme, iyi bir teknik direktöre ve de iyi bir yönetime sahip olmak gerekiyor.
Bu nitelikler her ne kadar subjektif de olsa şampiyonluğu donanımlı kılar. Ve de bu süreçlerde bir şampiyon çıkar. Herkes de bu şampiyonu kutlar. Tıpkı Türkiye'nin F.Bahçe'yi kutladığı gibi! (mi?) Keşke öyle olsaydı. Keşke Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamı gibi birlik oynayabilseydik. Keşke ligimizde haksızlık, adeletsizlik kol gezmeseydi. Keşke F.Bahçe'nin başında dün Ali Şen bugün Aziz Yıldırım olmasaydı. Ama oldu.
1996 ve 2011 yılında adeta 'BAŞKA TÜRLÜ OLAMADIĞI İÇİN OLDU' determinizmi yaşandı. Andığım başkanlar birer aktör. Öz-özet neoliberalizm. Örneğin LigTV ve de Şansal Büyüka. Yazılı-görsel medya ve yorumcuları- yazarları, çoğu 'Neoliberalizm'in paralı körlüğünün gönüllü kılavuzları. İlk bölümün son sözü...
Bu ülkenin spor ekonomik düzeni geçen yılki Bursa'nın şok şampiyonluğu ile yediği golü bu sezon yememek için her türlü argümanı kullanarak F.Bahçe'yi şampiyon yaptı. Tüm bunlara rağmen Trabzonspor şampiyon olamaz mıydı?
İşte bu noktada Nasrettin Hoca'nın o ünlü hırsız fıkrası hatırlara geliyor. Hani hocanın evi soyulduğu sırada herkesin onu eleştirdiğinde 'Hırsızın hiç mi suçu yok?' dediği fıkra vardı ya... Hırsız belli ama hocaya da katılmak mümkün değil. Çünkü kapıyı, bacayı kapatmamıştı!

İŞTE HIRSIZIN SUÇU
İlk yarı bitiminde Trabzonspor'un puanı 42, F.Bahçe'nin 33. İkinci yarı F.Bahçe'nin alacağı tüm puan toplamı 51, toplam 84 eder.
Trabzonspor'un puanı 42. 43 alsa iş biter. Alamadı! F.Bahçe 17 maçtan 16 galibiyetle ayrılarak bir rekor kırdı! Adı F.Bahçe; Normaldir! İşte Trabzonspor bunu hesaba katamadı. İlk yarıda 42 puan alan takımdan Teofilo ayrılmıştı. İkinci yarı 43 puan alması gereken takıma Teofilo ayrılmasa bile golcü transferi lazımdı. Sağ dışta Serkan alternatifsiz. Sol dışta Cale yetersiz. Orta alanda Selçuk-Colman yorgun ve alternatifsiz. Umut, Tanju gibi golcü bir partneri beklerken ikinci yarı başladı. Kör gözün parmağına 'Polanyalı ikizler' alındı.
Bugün alınmasına karşı çıktığım Klose gibi bir oyuncu eğer 3 aylığına kadroya katılabilseydi, Trabzonspor şimdi Şampiyonlar Ligi'ndeydi. Trabzon tıpkı 1996 yılında beceremediği gibi yine beceremedi. Bunlar bir DEJAVU değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA