Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Balyoz vurgunu ve gözaltılar

Balyoz Planı ortaya çıktığında, bir çok kişi, bu işi hafife almıştı. Dünkü gözaltılar, hadisenin ciddiyetini ortaya koyuyor. Belgelere "uydurma" deyip gülüp geçenlerden en azından bir özür beklemek hakkımız değil mi?
Özden Örnek ya da İbrahim Fırtına gibi isimlerin gözaltına alınması, 2003 Ağustos'undan itibaren eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman başkanlığında yürütülen cunta faaliyetleriyle ilgili değil. İbrahim Fırtına, 2003 Mart ayında, 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın düzenlediği "Oyun Planı" na Harp Akademileri Komutanı, Özden Örnek ise, Donanma Komutanı sıfatıyla katılmıştı. Gözaltına alınanlardan Org. Ergin Saygun da, aynı toplantıda 3. Kolordu Komutanı sıfatıyla bulunuyordu. İddiaya göre, Fırtına, kendi isminden mülhem olarak anılan "Oraj Planı"nı yürütecekti. Plan, Meclis üzerinden çok alçak uçuşlar yapılmasını, böylece Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin varlığının hissettirilmesini, Yunanistan ile ilişkileri gerginleştirmek üzere, Yunanistan'ın uçağımızı bombalamasının tahrik edilmesini, aksi takdirde bizim kendi uçağımızı vurmamızı öngörüyordu.
2003 Ağustos'unda, Org. Çetin Doğan'ın emekliye sevk edilmesiyle birlikte, "Balyoz" rafa kalktı ama, aynı yıl, İbrahim Fırtına'nın Hava Kuvvetleri Komutanı, Özden Örnek'in ise Deniz Kuvvetleri Komutanı olmasıyla birlikte, komuta kademesi darbeye yatkın bir hal aldı ve ordu bünyesinde bu konuda istişare toplantıları yapılmaya başlandı. Özellikle Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, -Özden Örnek'in günlüklerinden öğrendiğimize göre- bu işe fevkâlade hevesliydiler. Şener Eruygur, "Sarıkız" planının hazırlanmasına öncülük etti. (Mart 2004 mahalli seçimleri ile Nisan 2004 Kıbrıs'taki Annan Planı referandumuna kadar Sarıkız darbesinin gerçekleşmesi gerekiyordu.) Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün, yüksek komuta kademesinin darbe eğilimine iştirak etmemesiyle olay kontrol altına alındı. 2004'te, Şener Eruygur ve Aytaç Yalman emekli oldular. Darbe böylece atlatılmış oldu. Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, emeklilik sonrası da askeri müdahaleye zemin hazırlamak üzere çabalarını sürdürdü.
Org. Ergin Saygun ise, 3. Kolordu Komutanlığı'ndan sonra, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın yanında, Genelkurmay 2. Başkanlığı'na geldi. Saygun'un direktifiyle "Bilgi Destek Planı ve Lahikası" hazırlandı. Korgeneral Nusret Taşdelen'in imzasını taşıyan bu plandan vereceğimiz birkaç cümle işin vahameti hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayabilir: "22 Temmuz 2007 seçimleri ılımlı İslâm'ın zaferi sayılmalıdır. Bu başarının verdiği cesaretle, AKP ve destekçileri daha fütursuz ve cüretkâr davranabilir. Böylece din eksenli yeni bir dönemin ötesinde, cumhuriyetin ve milletimizin temel değerlerinin aşındırılmasına yönelik bir süreç başlayabilir. Özellikle de seçimlerden sonra AKP'nin gerçek yüzünün ortaya çıkmasıyla, AB çevrelerinde hükûmete karşı oluşmaya başlayan tavır istismar edilmelidir... DTP'nin Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından terörist olarak görüldüğü ve muhatap kabul edilmeyeceği üst düzey bir açıklamayla ilân edilmelidir. Irak'ın kuzeyinden desteği kesmek için, bölge halkı terörle mücadele bağlamında rahatsız edilmeli, bu suretle de PKK'ya yardım ettikleri ve destek sağladıkları müddetçe bu rahatsızlığın süreceği mesajı verilmelidir... Cumhurbaşkanı Gül, türban ve diğer konularda başlangıçta dikkatli davranmış ise de, yavaş yavaş türbanın davetler, karşılama- uğurlama törenleri ile resmi mahallere girmeye başladığı tespit edilmiştir. Bir süreden beri TBMM'de yapılan çeşitli toplantılarda, türbanlı, hatta çarşaflı hanımlar boy göstermektedir."
Org. Ergin Saygun, Genelkurmay 2. Başkanlığı döneminde bu hazırlığı yaptı ama, gözaltına alınmasının sebebi, 2003 Mart'ındaki "Oyun Planı" toplantısındaki konuşmalarıdır: "ABD ve Alman kökenli sivil toplum örgütleri, Türkiye'de İslâm ülkelerine örnek teşkil edecek bir ılımlı İslâm devleti kurma gayreti içindedir. İrticai örgütler ülke çapında faaliyetini sürdürmekte ve yılda 50 milyar dolar civarındaki İslâmi sermaye ile desteklenmektedir. İç tehdit unsurlarının ortak amaçları Türkiye Cumhuriyeti'ni zayıflatmak, bölmek, rejimi değiştirerek anayasal düzeni bozmak olduğu bilinen bir gerçektir.... Komutanım, sonuç olarak içinde bulunulan durum, EMASYA'nın çok ötesinde, özel tedbirlerin alınmasını gerektiren bir boyuta ulaşmıştır."
Saygun'un konuşmaları, oradaki toplantının dış düşmana karşı bir oyun planı çerçevesinin dışına taştığını açıkça gösteriyor.
Tabii daha işin başındayız. Gelişmeleri merakla izlemeye devam edeceğiz.

***
Emekli Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü'nün ismi, Koç Müzesi'nde çıkan bomba ile ilgili olarak gündemdeydi. Öğütçü, bombaları, Emniyet'e haber vermek yerine, sessizce imha ettirmişti. Ayrıca, Öğütçü'den, Kafes Eylem Planı'nda, Danışma Kurulu Başkanı olarak söz ediliyordu. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, 2008'de, Genelkurmay Başkanlığı'ndan, "Sanık ifadelerinde Öğütçü'den bahsediliyor" diye bilgi talep etmişti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA