Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Dosya kaçırıldı!

Erzurum savcılarının, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararını tebellüğ etmeden önce, dosyayı İstanbul'a göndermesi, yeni bir tartışmaya yol açtı. Bunu, hukuka aykırı bulanlar var. Doğrusu, bana göre de, tabii süreç içinde olmaması gereken bir aculluk söz konusu. Ama öte yandan, hukuk o kadar zorlanmış, öylesine siyasallaşmış ki, tablonun sadece bir bölümüne bakarak değerlendirme yapamayız. Olsa olsa, gelişmeyi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun aculluğuna, Erzurum savcılarının bir mukabelesi diye telâkki edebiliriz. Çünkü HSYK, müfettiş gönderilmeden, ciddi bir istişare yapılmadan, savcıların yetkisini bir anda ellerinden alıverdi. Böylece, yargı sürecine müdahale etmiş oldu. HSYK'ya göre "Özel Yetkili savcılar, yetkisini aştı." Peki hangi hususta aştı? Zira Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251. maddesi, terör suçlarında, soruşturmanın, Özel Yetkili Savcı'ya ait olduğunu belirtiyor. Ve tutuklama talebi ile tutuklama kararı da, soruşturma işleminin bir parçası olarak mütalâa ediliyor. Kaldı ki, eğer Özel Yetkili Savcı, tutuklama talep etmek suretiyle yetkisini aştıysa, tutuklama kararı veren mahkeme için, neden "görevi kötüye kullanma" istikametinde bir suç duyurusunda bulunmadı HSYK?
Daha önce İzmir örneğini de verdik: İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Asım Korkut, İzmir Özel Yetkili Mahkemesi'nin savcısı tarafından soruşturuluyor ve mahkeme tutuklama kararı veriyor. Yargılama ise, Yargıtay tarafından yapılıyor. Yani emsal bir uygulama var.

***

Hikâyenin sonundan başlayıp da, dosyanın apar topar İstanbul'a gönderilmesini sorun yaparsanız, fotoğraf eksik kalır. Deveye sormuşlar, "Neden boynun eğri?" Cevap vermiş: "Nerem doğru ki?"
Bir yandan HSYK aldığı bu kararla, bir yandan da, Yargıtay ve Danıştay üyeleri destek mesajlarıyla konuyu iyice siyasal zemine çektiler. HSYK'nın bu kararı neticesinde çok önemli bir dosya, işi yürütenlerin elinden alındı. Buna iyi niyetli bir hukuki işlem diyebilir miyiz?
Yapılan bir yanlış da şu: "Erzincan savcısının uğradığı mağduriyetle Erzurum savcısının mağduriyeti mukayese edilemez. Biri özgürlüğünü kaybetti; diğerinin sadece yetkisi elinden alındı" deniliyor. Oysa HSYK kararını eleştirirken, Erzurum savcılarının mağduriyetinden yola çıkılmıyor. Ucu, 3. Ordu Komutanı'na ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı'na uzanan çok önemli iddialar soruşturulurken, HSYK'nın ani müdahalesiyle, dosyanın başka savcılara teslim edilmesi üzerinde duruluyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA