Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Vicdana uymayan bir tatbikat

Türkiye'de adalet sistemi, sanığın hakkını yeterince korumuyor.
Meselâ, tutuklama kararı çok kolay verilebiliyor; Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 100. maddesinde sıralanan bazı suçların işlendiği hususunda "kuvvetli şüphe" söz konusu olduğunda, kaçma, delilleri yok etme gibi olgular bulunmasa dahi, şüpheliler tutuklanabiliyor. Öteden beri uygulama böyle olmuş. Tabii bu durum, uluslararası standartla da ters düşen tatbikatın aynen sürmesi için gerekçe teşkil etmez.
Dikkat çekmek istediğim bir mesele var: Bugüne kadar pek farkına varılmayan aksaklıklar, generaller ya da basın mensupları tutuklanınca gündeme geldi. Hayırlı da oldu.
Dün gazetelerden, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın Silivri cezaevinde birbirlerinden ayrılarak iki farklı odaya konulduğunu öğrendim. Durum, Adalet Bakanı tarafından "Rutin uygulama" şeklinde değerlendiriliyor.
Sadullah Ergin, Balbay ve Özkan'ın fiziki imkân yetersizliği yüzünden aynı odada bulunduğunu, aslında bu suçlardan yargılanan kişilerin, yasaya göre, ayrı ayrı tutulmaları gerektiğini hatırlattı. Kararı, Ankara'nın değil, İnfaz Savcılığı'nın verdiğini söyledi.
Anlaşılıyor ki, yasaların ya da yönetmeliklerin değiştirilme zamanı geldi.
Tutukluluk sürelerinin uzunluğu ve tutuklama kararlarının yoğunluğu, demokratik standarttan sapma gösteriyor.
Ayrıca, İnfaz Savcılığı, daha esnek davranmalı ve tutuklulukları dahi tartışılan bu iki ismi "tecrit" anlamına gelen bir uygulamayla karşı karşıya bırakmamalıydı.
Ben, doğrusu, biraz empati yaparak Balbay ve Özkan'ın neler hissettiğini anlayabiliyorum.
Tatbikat yasalara uygun ama vicdana uymuyor.


YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA