Pek çoğumuz Muhteşem Yüzyıl'ı beğenerek seyrediyoruz.
Bu yüzden, Kanuni Sultan Süleyman'a ilişkin hikâyeler daha fazla ilgi çekiyor.
Kanuni, tek kızı olan Mihrimah Sultan'ı, Diyarbakır Beylerbeyi Rüstem Paşa ile evlendirmek ister.
Rüstem Paşa'yı çekemeyenler, padişaha onun cüzamlı olduğunu söylerler. Kanuni, bunun doğru olup olmadığını öğrenmek için saray hekimlerinden birini Diyarbakır'a gönderir. Hekim, Rüstem Paşa'nın üzerinde bit (kehle) görünce, cüzamlılarda bit bulunamayacağı inancına dayanarak, padişaha, paşanın cüzamlı olmadığı haberini gönderir. Bunun üzerine 1539'da Rüstem Paşa ile Mihrimah Sultan'ın düğünleri yapılır. Devrin şairlerinden biri, bunun üzerine şu beyiti kaleme alır: "Olacak bir kimsenin bahtı kavi, tâlihi yâr Kehlesi dahi mahallinde onun işine yarar"
Rüstem Paşa, bit sayesinde saraya damat olarak ikbale eriştiği için, "kehle-i ikbal" lâkabıyla anılırdı.
Şair de, "İnsanın şansı yaver gidince, biti bile işine yarar" demek suretiyle, bu durumu tespit ediyordu. (Bu güzel hikâyeyi İbrahim Akgün'ün, "Söz İncileri" (Kurtuba Yayınları) kitabından aldım.)