Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Ecevit'e tuzak mı kuruldu?

Bülent Ecevit'in uzun süre koruma müdürlüğünü yapan, sonra da DSP'den milletvekili olan Recai Birgün, Silivri mahkemesinde, Mehmet Haberal aleyhine iddialarda bulundu. Haberal'ın Ecevit hakkında "İş yapamaz" raporu vererek, onu, görevden uzaklaştırmayı planladığını ileri sürdü. Ecevit, bu dönemde aslında hastaydı. Hem fiziki, hem de akli melekelerinde zayıflama vardı. Bu hale hastanedeki yanlış tedaviden düştüğü söylenemez. Ama sağlık sorunlarının farkına varan bazı çevrelerin Ecevit'ten kurtularak yerine Hüsamettin Özkan'ı getirmek istediği biliniyor. Ayrıca Ecevit'in, hastaneden, eşi Rahşan Hanım'la birlikte kaçarcasına çıktığı da, o dönemde, gazetecilere ulaşan bilgiler arasındaydı. Ecevit, Başkent Hastanesi'nde yanlış tedavi gördüğü için hastalığının ağırlaştığını hiçbir zaman kabul etmedi. Kimseye böyle bir açıklamada bulunmadı. Muhtemelen çok dar bir çevreyle, Recai Birgün'ün mahkemedeki iddialarını paylaşmış olabilir.

***
İsmet Berkan'dan naklen: "2001'in sonbaharı... Bir grup emekli asker, hem de daha o 30 Ağustos'ta emekliye ayrılmış olan üst düzey asker, önce İstanbul iş dünyası ile temasa geçiyor. Önerdikleri şey şu: 'Bülent Ecevit yaşını ve sağlığını gerekçe gösterip çekilsin, yerini de yardımcısı Hüsamettin Özkan'a bıraksın.' İş dünyasının temsilcileri bu öneriyi Ecevit'e değil, Hüsamettin Özkan'a iletiyorlar. Özkan, 'Ben bu öneriyi duymamış olayım' diyor, olayın üstü kapatılıyor. Emekli komutanlar bunun üzerine Hüsamettin Özkan'la doğrudan temas kuruyorlar. Bodrum'daki orduevinde gerçekleşen görüşmede halen görevde olan bazı yüksek rütbeli askerler de bulunuyor ve teklif tekrar ediliyor. Özkan yine, 'Ben bunu duymamış olayım, ben böyle bir şeyi Sayın Ecevit'e söyleyemem, o önermedikçe kabul de edemem' diyor. Bunun üzerine askerler, Çankaya Köşkü'nde yapılan bir resepsiyon sırasında Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkin'e bu temaslarını ayrıntılı biçimde anlatıyor..."
Murat Yetkin, Hüsamettin Özkan'a ulaşıyor. Onunla birlikte Ecevit'e durumu naklediyorlar.
Peki sonra olaylar nasıl gelişti? Ecevit, 4 Mayıs 2002'de, şiddetli bir bel ağrısı şikâyetiyle Başkent Hastanesi'ne yattı; bağırsak iltihabı teşhisi konuldu. 5 Mayıs'ta taburcu edildi; 17 Mayıs'ta gene Başkent Hastanesi'ne sırt ağrısı ve sol bacağında ödem sebebiyle yatmak zorunda kaldı. O tarihte, Başkent Hastanesi'nden yapılan açıklamada, 9'uncu kaburgada travmatik kırık ve yumuşak doku zedelenmesinin yanı sıra, sol bacakta siyah kan damarlarının iltihaplanmasının tespit edildiği belirtiliyordu. Ecevit, 27 Mayıs'ta hastaneden çıktı. Hastaneden çıkarken yaptığı açıklamalar durumunu gözler önüne seriyordu: "Hastayı geçtim... Aslında önemli olmayan bir hastalık aşamasından geçtim... Başkent ana.. anahtarı... Sayın Haberal ve değerli üyeleri... Değerli başbakan... Değerli başkan hepsi çok yakından ilgi gösterdiler. Kendilerine şükranlarımı sunuyorum." (28 Mayıs 2002- Star)
Ecevit, bir daha Başkent Hastanesi'ne uğramadı. Recai Birgün, Ecevit'e, Başkent Hastanesi'nde "çalışamaz" raporu verileceği duyumunu aldıklarını belirtiyor. Bu yüzden, bu hastanenin doktorları yerine, kendilerinin güvendiği başka bir doktora muayene olmuşlar. Hatta özel bir poliklinikten seyyar röntgen cihazını gizlice eve sokmuşlar.
Bir suçlama elbette sadece duyumla olmaz. Bununla beraber, o dönem yaşananlar, birilerinin Ecevit'ten kurtulmak istediği iddiasına ciddiyet kazandırıyor. Bu işlerde Haberal'ın payı var mı, yok mu bilmek mümkün değil. Ama bazı askerlerin devrede olduğu muhakkak. Sonuçta, 2002 Temmuz'unda Özkan, arkadaşlarıyla DSP'den kopuyor. İsmail Cem ve Kemal Derviş'le birlikte yeni parti denemesi ise fiyaskoyla tamamlanıyor. Çünkü Derviş CHP'ye katılıyor, tasarlanan 3'lü yönetim karizmatik bir elemanını kaybedince, proje çöküyor. "Bütün bunların arkasında Ergenekon ve onun elemanı Haberal var" diyemeyiz. Ecevit'in o hasta halinde ülkeyi yönetmeye kalkışması ve tabii ki iyi yönetememesi, ekonomik krizin derinleşmesi, DSP hükümetini ikame edecek yeni bir siyasi oluşum arayışına start vermiş olabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA