Merak ediyorum doğrusu, bugünlerin Kutup Yıldızı gibi parlayan yıldızı Çin'le yüzde 80 daha ucuza konuşulması mümkün olan bir şirket, niye hala bu hizmeti Türk Telekom'dan alır? Ya da biz tüketiciler, niye bugüne kadar
Türk Telekom'un 2004 Ağustos ayına kadar Almanya'ya yapılan aramaların dakikasını 1 milyon 200 bin TL'den ücretlendirdiğini sorgulamayız. Öyle ya, ne olduysa oldu, daha doğrusu olan telekom tekelinin kalkmasıyla yaklaşan rekabeti sezinleyen Türk Telekom'un tarife ücretlerini büyük oranda indirmesiydi. İşte o yüzden de bir anda Almanya'nın dakikası 280 bin TL'ye inivermişti. Ama tabii orada da hatırlarsanız, şirket tarifesini seçenlerden, Türk Telekom 40 milyon TL aylık sabit ücret aldığı takdirde bu fiyatı uyguluyordu.
Türkiye'de bildiğiniz gibi telekom hizmeti verme hakkını alan
44 firmadan 20'si faaliyete geçti. Ve bu şirketler AB ülkeleri ve ABD'ye yapılan görüşmeleri Türk Telekom'dan yüzde 40 daha ucuza ücretlendiriyor.
Sektöre şöyle bir bakınca gördüğüm şu. Bu işe uzun zamandır hazırlanan gruplardan Koç hayli yol almış. Koç Net Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, özellikle son 6 ayda hızlı bir gelişme olduunu ve sadece Koç Net'in, 32 bin şirkete ulaştığını söylüyor. Koç Net bununla da kalmamış, gitmiş Avrupa'nın en büyük telekom operatörü British Telekom ile bir anlaşma yapmış ve BT ile birlikte çıkardığı bir telefon kartını bütün turistik yörelerde pazarlamaya başlamış. Özetle Avrupalı bir turist bu kartlarla ülkesini 25 dakika aramak için sadece 5 YTL ödemeye başlamış.
Demem o ki, şu rekabet güzel şey. Yaratılan tekellerin bu ülkeye hiçbir faydası yok. Türk Telekom'un özelleştirilmesinin faydalarını da sanıyorum hep birlikte yaşayıp göreceğiz.