Masaya otururken, 'Şimdi yine üzerine vazife olmayan hangi işe kalkıştı diye merak ediyorsunuz değil mi' diye sordu gülümseyerek.
Çünkü hakikaten de yıllardır gecesini, gündüzüne katıyor ve sadece Türkiye'nin değil bulunduğumuz coğrafyanın doğaya verdiği tahribatları önlemek, duyurmak, adı hiç duyulmamış endemik bitkileri çoğaltmak, Kafkas arısına can vermek, Aral Gölü'nde işlenen çevre cinayetini bir belgeselle tüm dünyaya duyurmak gibi birbirinden çarpıcı işlere imza atıyor.
Cebinden sürekli para harcıyor ama onun için hiç önemi yok, yaşı 80'i çoktan geçmiş olmasına rağmen kendi canından çok başkalarının canını düşünüyor.
Tabii ki biliyorsunuz Tekfen Holding'in üç kurucusundan biri olan ama bu şapkasıyla değil sosyal işlerle anılmayı daha önemli bulan Nihat Gökyiğit'ten söz ediyorum.
İşte bir grup gazeteciyle buluştuğu o gün hiç vakit kaybetmeye niyeti yoktu. Yine çok heyecanlıydı.
İçi içine sığmıyordu, yine müthiş etkileyici bir işe kalkışmıştı. Hemen konuya girdi: "1995 yılında, BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenica'da korkunç bir katliam oldu. Bosna ve Kosova'da on binlerce insan zulüm gördü, Sırplar tarafından katledildi, toplu mezarlara gömüldü. İşte şimdi birer birer bu toplu mezarlar ortaya çıkarılıyor ve kayıplarına kavuşan Bosnalılar her toplu mezar bulunduğunda bir cenaze töreni düzenliyor. En son bulunan toplu mezarda 800 ceset vardı ve cenaze töreni 11 Temmuz'da yapılacak. Tekfen Filarmoni Orkestrası, 15 yıl önceki bu katliam anısına bestelenen 'Srebrenica Inferno (Cehennemi) Oratoryosu'nu TRT Gençlik Korosu eşliğinde 6 Temmuz'da İstanbul'da, 11 Temmuz'da da cenaze töreni esnasında Srebrenica'da seslendirecek."
Öğreniyoruz ki 2010 Ajansı'nın da desteklediği oratoryonun 6 Temmuz'da yapılacak dünya prömiyerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Haris Sladziç de katılacak.
İsrailli ve Filistinli yan yana çünkü!
Peki bu proje Tekfen Filarmoni'ye niye yakıştı?
Gökyiğit barışa atıfta bulunuyor: 'Nifak ve intikam duygularını harekete geçirmek için değil. Bir daha böyle bir katliam olmasın diye, barışa çağrı yapmak için bizim orkestramız bu konseri verecek.
Dünyanın en problemli bölgesinden müzisyenleri bir araya getirmişiz, müzik yapıyorlar. İsrailli ile Filistinli yan yana bizim orkestramızda çünkü."
Tekfen Filarmoni'de Karadeniz, Hazar Denizi ve Doğu Akdeniz bölgesindeki 23 ülkeden bir sanatçı yer alıyor. Orkestra öylesine çok kültürlü ki, İsrailli ile Filistinli, Yunanlı ve Türk, Azeri ve Ermeni yan yana gelip müzik yapıyor ve coğrafyamızda yaşanan şu talihsiz günlere inat kimse de kimseyle kavga etmiyor.
Mavi Kelebeğin öyküsü!
Mavi Kelebek'in öyküsünü belki duymuşsunuzdur.
Benim duyduğum en yürek yaralayıcı, hüzünlü öykülerden biri. 20'nci asırda Avrupa'nın göbeğinde yaşanan bu soykırımda katledilenlerin gömüldüğü toplu mezarların bulunması için çalışmalar hâlâ devam ediyor.
İşte bu toplu mezarlara ulaşmaya çalışanlar bir süre sonra fark etmiş ki ortaya çıkardıkları toplu mezarların üzerinde mavi kelebekler uçuşuyor. Buradaki toprağın kimyası değiştiğinden farklı bir bitki örtüsü oluşmuş ve mavi kelebek de bu bitkinin kokusuna geliyor.
Şimdi başta Srebrenica olmak üzere bölgede mavi kelebekler takip edilerek yeni toplu mezarlar bulunmaya çalışılıyor.
Mavi kelebeklerin yardımıyla 800 cesede ulaştıkları son toplu mezar için 11 Temmuz'da bir cenaze töreni yapılacak. Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da katılacağı bu törende Tekfen Filarmoni de Srebrenica Cehennemi isimli oratoryoyu seslendirecek.
