Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Bürokrasi, ayini engellemek için çok ayak diredi

Doğrusu Sezar'ın hakkı Sezar'a. Sümela Manastırı'nda 80 yıl sonra bir ayin gerçekleştiyse, bunda Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın büyük emeği var. Hoş kendisi, 'Yok' diyor, 'Nazım Hikmet'in vatandaşlığında da söylemiştim. Başbakan Erdoğan'ın bu konulardaki toleransı olmasa, bir bakan bunu tek başına yapamazdı.'
Sanırım doğru da söylüyor. Çünkü bürokrasinin çok çeşitli defalar bir bakanın elini kolunu nasıl bağladığını ve yollarına engeller döşediğini birinci ağızdan dinledim. Bir bakanın korkusuzca yoluna devam etmesi için önce Başbakanın kararlı olması şart. Yıllarca bilenler anlatıp durdu. Bu ülkenin hiçbir şeyi olmasa, turizmi yeterdi. Ama bu gücünü hiçbir zaman kullanmasını bilemedi. Turizm derken de deniz, kum ve güneş değildi kastedilen. Mesela inanç turizmi bu ülkeye milyonlarca turisti getirtebilirdi ama gel gör ki bunun önemli adımları daha yeni atılabiliyor.

Akdamar sırada!
İşte
bakın Trabzon'a. Sümela Manastırı'nda 88 yıl sonra gerçekleşen ayin sonrası şehir, 300 bin olan turist sayısının 1 milyona çıkmasını bekliyormuş. Az bir şey mi bu?
Sümela Manastırı'ndaki ayini 19 Eylül'de Van'daki Akdamar Kilesesi'nde yapılacak ayin takip edecek.
Daha dün bu kiliselerde ayin, hayal bile edilemezdi. Ama bakın oluyor ve dünyanın sonu da gelmiyor. Kıyamet de kopmuyor. Hoşgörüyü başımızın tacı yapıp yaşasak zaten, bu ülkede hiçbir sorun kalmayacak. Dün Bakan Günay ile telefonda sohbet ederken en çok merak ettiğim konuyu sordum. Bu gibi önemli konularda karar alıp yürürken bürokrasinin tavrı nasıl oldu ve ne kadar zorluk çıkardılar?

Dehşet verici savunma!

Günay'ın anlattıklarını kendi ağzından aktarmak istiyorum sizlere…
* Zorluklar olmaz mı? Sümela'daki ayin öncesi kamunun çeşitli birimlerinde uzun uzun tartışmalar, ayak diremeler oldu. Çeşitli bakanlık bürokrasilerinde iptal edilmeli şeklinde baskılar oldu. Biz kararlı olduk.
Bakın siyasi irade Hırant Dink davasının arkasındaki gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyor. Ama bürokrasi kendi içinde, Adalet ve Dışişleri bürokrasisi, dehşet verici bir savunma yazabiliyor ve gölgeliyor! Bürokrasiyi kendi haline bırakırsak böyle oluyor.

Bürokrasi habire yazışıyor!

* İki yıldır Atatürk'ün Selanik'teki evini restore etmek istiyorum. Sponsoru da buldum. Bir Türk vatandaşı katkı yapacak. Modern bir şekilde restore edeceğiz. Macarlar'ın Türkiye'de yaptığını ben gidip Yunanistan'da yapmak istiyorum ama olmuyor! Bürokrasi kendi içinde habire yazışıyor. Önce sponsor yapamaz dediler. Sonra yapar dediler ama teşekkür tabelası koyulamaz dediler. Hala bir sürü konu için yazışıp duruyorlar. Bürokrasinin ayak direyişi var. Eskimiş yapı bu.
* Likya bölgesinde Noel Baba müzesi kapatılmıştı. Oysa ki her yıl 6 Ocak'ta törenler yapılırdı. Ne var yılda bir gün insanlar gelsin, İsa'nın doğumu için iki saat dua etsin. Hemen açtım tabi. Özgüven sayesinde bu işi yapıyoruz. Yılda 500 bin kişi ziyarete gidiyor orayı. Kötü mü oluyor?
* Hem bu insanlara saygı açısından iyi bir şey. Hem de ülkemizin evrensel değeri artıyor. Bir yandan da turizm geliri geliyor. İçimizde yaşadığımız çağ akıl çağı, akıl tutulması çağı değil.
* Geçen yıl Katolik inancının kurucusu Saint Paul'un 2000'inci yılıydı. Tarsus'taki Saint Paul Kilisesi'nin yıl boyunca bu inanca mensup insanlara açık olmasını sağladım. Kötü mü oldu?
* Aynı şekilde Mevlana'yı da daha bakımlı hale getirdik. Hacı Bektaş Müzesi'nin son iki yılda devlete verdiği gelirin tam 8 katını harcayarak kubbesinin tavan işlerinden, yerdeki halısına kadar pırıl pırıl hale getirdik. Halk mutlu oldu. Araya tabii ki küçük siyasi grupcuklar katılıyor ama biz iyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir diyoruz.
* Bana eleştiriler vız gelir, tırıs gider. Tüm inançlara saygı çerçevesinde çalışıyoruz. Türkiye'ye inanç turizmi için gelenlerin sayısı da böylece artacak. İstiyorum ki Türkiye neresi olduğu bilinmeyen bir ülke olmasın, farkında olsunlar bu ülkenin. Türkiye'yi görmeyince yaşamlarında bir eksiklik hissetsinler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA