Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Bizi küs göstermek istiyorlar, gülüp geçiyoruz

First Lady Hayrünnisa Gül, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile aralarının bozuk olduğu yönündeki dedikodulara cevap verdi. Gül, "Biz eski arkadaşız, küs göstermek istiyorlar, bu haberlere gülüp geçiyoruz" dedi

Herkesin bir dayanma, sabretme ve susma noktası var tabii ki. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi First Lady Hayrünnisa Gül'den bakımsızlıktan ve rutubetten zarar gördüğünü söylediği Cumhurbaşkanlığı'na ait sanat eserleri ve antikaları 10 ay önce yaptığımız bir seyahatte dinlemiştim ama 'kol kırılır yen içinde kalır' hissi ağır basarak bunları o gün detaylı yazmamamızı rica etmişti. Oysa biz gazeteciler buralarda fotoğraf da çekmek istemiş, durum neyse ortaya çıksın çok istemiştik.
Sonunda Huber ve Pembe Köşk'te yapmaya çalıştığı restorasyona, onarıma gelen ağır tepkiler Hayrünnisa Gül'ü isyan noktasına getirmiş. 'Konuşan Kitap Şenliği'nin 4'üncüsü için Ordu'ya günü birlik yaptığımız seyahat için bindiğimiz uçakta kendini tutamadı ve neden isyan ettiğini ve yaşadıklarını bize anlattı. Hayrünnisa Hanım ile terörden, Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile ilişkilerine ve özel hayatlarına kadar bir çok konuda konuşma fırsatı yakaladık. Aşağıda bu özel sohbetten önemli kesitler bulacaksınız.

Biz eski arkadaşız!
Hayrünnisa Gül ayrıca ilk kez Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile aralarının iyi olmadığı konusundaki dedikodulara da cevap verdi ve "Hani şu meşhur söz var ya, 'vermeyince Mabud. Neylesin Sultan Mahbut' diye.
Biz gerçekten gülüp geçiyoruz bu haberlere. Her zaman bir aradayız, her zaman görüşüyoruz. Ama basın bizi küs göstermek istiyor ve ben bunu anlayamıyorum. Eşlerimiz, çocuklarımız, biz eski arkadaşlarız, her şeyden önce. Biz gülüp geçiyoruz. İkimiz de gülüyoruz" dedi.

***
Her şehit haberinde evimiz matem yeri!

Bir anne çocuklarından herhangi birine bir şey olsa ne hissediyorsa her şehit haberinde onu hissediyoruz. Her şehit haberinde evimiz matem yerine dönüyor. Her şehit ailesi ziyaretinden hasta dönüyorum. Annelerin yüreği yanmasın. Çok zor. Terörün vicdanı olmuyor. Yuvalar dağılıyor, çocuklar ortada kalıyor. Tüm çabamız bitmesi için. Türkiye bununla çok enerji kaybediyor, çok yazık.

***
Köşk'teki havuz sanat eserlerine zarar vermiş!

Köşk'teki havuz yüzünden zarar görmüş çoğu eser eserlerin restorasyonu için bütün ülkelerle, konunun uzmanlarıyla yazışıyoruz. Kimi eserler camla kaplandığı için resimler cama yapışmış. Yani çok dikkatli bir çalışma yapmamız gerekiyor. Ya da madem beceremiyoruz, bari korumaya alalım ki bizden sonraki kuşaklar bunu zarar vermeden yapsınlar.
***
Yılların ihmali var!

Cumhurbaşkanlığının depolarını ortaya döktüm. Tablolar kötü durumda. Zarar görme sebebi de rutubetli ortamda kalmış olmaları. İçine girdikçe çıkamıyoruz. Yılların ihmali var tabii. Depolarda kullanılmayanlar, zamanla yıpranmış olanlar var. Dolmabahçe ile birlikte Pembe Köşk'ün içindeki bu eserleri onarmaya başladık. Bazı eserlere hatalı uygulamalar yapılmış.
***
Atatürk tabloları yaptırdım

Pembe Köşk'ün rölevesi ilk kez bizim zamanımızda çıkartıldı. Restorasyon için uğraşırken Atatürk'ün çalışma odasını tuvalet yaptılar diye yazı yazdılar. O kadar üzüldüm ki. Ressamlara Atatürk resmi çalıştırıyorum ve her türlü detayıyla, gölgesiyle ilgileniyorum ki güzel Atatürk tablolarımız olsun diye.
***
Kimseyi suçlamıyorum!

Köşklerde restorasyonlar niye yapılmadı diye kimseyi suçlamıyorum. Bu işlerde gerçekten öncülük etmek gerekiyor. Biz yapacağız ki arkamızdan gelenler de devam etsin. Evde oturayım da hazıra konayım diyemem. Önceki dönemleri de suçlayamam. Belki bizim kadar zaman ayıramıyorlardı. Türkiye değişik dönemler geçirdi. Şu anda çok şükür imkânımız var da bunlarla uğraşabiliyoruz.
***
Pembe Köşk yıkılıyor ama yemin ettim, yapmayacağım!

Başbakanlık döneminden beri restorasyonlarla ilgileniyorum. Ama öyle ağır eleştiri yapıyorlar ki insanın motivasyonu kırılıyor. Çok gücendim. Pembe Köşk konusunda çok incittiler. Pembe Köşk yıkılmak üzere ama yemin ettim yapmayacağım.

Günlerim depoda geçti!

Günlerimi depolarda harcadım bu yaz. Ben de hazıra konmak isterim. Ama tarihe mal olmuş bu eşyalar bir yerlerde yaşasın istiyorum.
***
Beyefendinin arabasının bayrağı kareydi!

Armanın çizimi bile yeniden yapıldı. Yanlışlar düzeltildi. Beyefendinin arabasındaki bayrağın kare olduğunu ben fark ettim. Bir gün söyledim, Yaver dönüp dedi ki hanımefendi olur mu öyle şey. Sonra beyefendi ile birlikte inip baktık. Haklı çıktım. 80'li yıllarda ihtilal sonrası herhalde birisi forsu kesmiş, kimse de bunu 20 yıl fark etmemiş.
***
Depoda sarılı halde iki Fikret Mualla çıktı!

Depoda çok vakit geçirince haberdar dahi olunmayan bazı eserler gün yüzüne çıkıyor.
Atatürk'e gönderilen ve 1934'ten kalma üzeri kaşelenerek depoya konan iki sulu boya Fikret Mualla resmi ortaya çıktı. Cumhurbaşkanlığı'nda 5 tane daha Fikret Mualla var. Suluboya eserlere çerçeve tasarlamak için günlerce çalıştım. Ne yazık ki restorasyonda güçlü değiliz. Beni kimse sevmeyecek bunu söylediğim için ama Türkiye'de doğru dürüst restorasyon yapılmıyor. Hiçbirini beğenmiyorum.

***
Mandela'nın hayatını izledim

Dizi seyretmeye vaktim olmuyor. En son beyefendi ile birlikte Mandela'nın hayatının anlatıldığı Invictus isimli filmi izledim. Çok beğendim. Büyük oğlum Google'ın kuruluşunu okuyor, ilgimi çekti, ben de göz attım. Mütevazı bir aileyiz. Yemek yapmaya zaman yok ama zaman zaman beyefendi ile birlikte mönüleri test ediyor, tadım yapıyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA