Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Bir büyükelçi, bir yönetmen, bir CEO ve bir festival

Destek vereceklerse daha çok spor ve eğitimi seçen otomotiv şirketi Tofaş'ın CEO'su Ali Pandır, Ömer Koç'un isteği ve girişimiyle Venedik Bienali'nde Türkiye Pavyonu'na sponsor olduktan sonra yönünü de ciddi ciddi sanata çevirmeye başladı.
Öyle ki bir akşam İstanbul'da Pirelli davetinde İtalya'daki ünlü Türk Ferzan Özpetek ve Özpetek'i Türkiye'de temsil eden Serap Engin ile yan yana oturunca, Engin'in Roma'da Özpetek'in başkanlığını yürütmek istediği Türk Film Festivali düşüncesinden haberdar oldu. Özpetek ismi Pandır için yeterliydi. Hemen otomobil markalarından Lancia'yı düşündü, İtalya için iyi bir seçim olabilirdi ve "Ne yaparsanız, sponsor oluruz" diyiverdi. Üstelik bu kez devlet de bütün istek ve hizmetle işin içindeydi. Ali Pandır bununla da yetinmedi ve Roma'da yaptığımız sohbette, bundan sonra festivalin sürekli destekçisi olacaklarını, kendilerine düşen görevi yerine getireceklerini müjdeledi.
İtalya'nın görüp görebileceği en samimi, içten, misafirperver ve girişken büyükelçilerinden biriyle tanıştığımda çok daha iyi anladım ki bir büyükelçi bulunduğu ülkede çok şeyi değiştirebilir. Özetle Serap Engin ve de projenin mimarlarından Sevinç Baloğlu, 8 ay önce Roma'ya atanan Büyükelçi Hakkı Akil'e projeyi anlattığı gün devletin de desteğini almayı da başardı.
İşte bizim yolumuz önceki gün İtalya'nın başkenti Roma'ya, derecelendirme kuruluşu S&P İtalya'nın notunu indirmiş, Türkiye'yi ise "yatırım yapılabilir ülke" konumuna alarak notunu yükseltmişti. Nereden bakarsanız bakın tarihi bir gündü ve festivalin "Mamma li Turchi!" yani "Anne! (Eyvah) Türkler Geliyor!" deyimini motto olarak kullandığını öğrenince bu tesadüfe içten içe sevinir buldum kendimi.
Kuşkusuz bu defa Türkler müthiş filmleriyle geliyordu. İşte bu nedenle havalimanında karşılaştığımız ünlü sanatçılar Şener Şen ve Cem Yılmaz da festival yolcusuydu. Çünkü dün akşamki Roma'nın ünlü Villa Borgeshe Bahçeleri içindeki Casa Del Cinema salonlarındaki açılış, Yavuz Turgul'un yönettiği Şen ve Yılmaz'ın oynadığı Av Mevsimi ile yapılıyordu.
30 Türk filmini İtalyanlarla buluşturan festival öncesinde İtalya'nın yere göğe koyamadığı yönetmen Ferzan Özpetek Türkiye'den gelen grubu akşam yemeğinde ağırladı. O akşam Özpetek, Şen ve Yılmaz masamızdaydı ve Büyükelçi Hakkı Akil'in de aramıza katılmasıyla eşsiz diyalogların peşpeşe sıralandığı unutulmaz bir akşam yaşandı. Her şeyden önce ekonomi çevresiyle iç içe olan biri olarak, Yılmaz ve Özpetek'in bu kadar ününe ve başarısına rağmen sergiledikleri mütevazılığa hayran kaldığımı söylemek istiyorum.
Özpetek yaptığı filmlerle İtalya'da herkesin peşinden koştuğu bir yönetmen halinde. Sinema sektörü, İtalya'nın içler acısı ekonomik durumundan nasibini alırken, Özpetek'in filmleri gişede rekor kırıyor. Dolayısıyla Özpetek, Cem Yılmaz'ın da oynayacağı yeni filminin finansmanında hiçbir sorun yaşamazken, genel olarak İtalyan sineması zor günler geçiriyor.
Festival onuruna Roma Büyükelçiliği'nde bir davet veren Akil çiftinin ev sahipliği takdire değerdi. İlkbaharda Hintli Şef Zubin Mehta ile birlikte dünyaca ünlü isimlerin hazırladığı Verdi'nin Aida operasını büyük bir başarıyla yöneterek yine İtalyanları büyüleyen, tüm dikkatleri üzerine çeken Ferzan Özpetek'e olan ilgiyi davete katılan İtalya'nın dünyaca ünlü oyuncuları, film direktörleri ve yöneticilerini görünce çok daha iyi anladım. Büyükelçilikte açılış öncesi tanınmış bir çok İtalyanı görmek mümkün oldu, üstelik herkes o kadar halinden memnundu ki saatler geçmesine rağmen elçilikten ayrılmıyordu. Diyeceğim o ki bu hafta Roma'da ekonomisiyle notu yükselen Türkiye'nin 250 milyon dolarlık bir büyüklüğe erişen sinema sektörü de ciddi bir çıkış yapıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA