Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Faizsiz bankacılık trendini yakından takip ediyoruz!

Milyon doların üzerinde birikimi olanların kısaca zengin banka müşterilerinin, özel bankacılık hizmetleri için ağırlıklı yurtdışı bankaları tercih ettiği bilinen bir gerçek. İşte bu tespit sanırım değişiyor. 20 yıl önce bir Türk kadınına âşık olup Türkiye'ye yerleşen, benim de Deutsche Bank günlerinden tanıdığım ve zaman zaman buluşup sohbet ettiğim Alman bankacı Markus Slevogt ile sektördeki değişimi konuştuk.
Şu anda ING Bank'ın Servet Yönetimi Kıdemli Direktörlüğü'nü yürüten Slevogt yeni bir trendden söz etti. Özel bankacılık müşterileri artık 'yerel' servis istiyormuş. Yani müşteri artık servet yönetimi için başka ülkelere gitmek istemiyor. Kendi ülkesindeki bankacıların karşısına oturup onların danışmanlığını almak istiyor. Üstelik potansiyel de çok büyük. Çünkü Türkiye'de hali hazırda var olan zengin banka müşterilerinin yanı sıra özellikle Anadolu'nun girişimcileri yeni yeni özel bankacılık hizmeti veren bankaların kapısını çalmaya başlamış.

Almanlar da hesap açıyor!

Belki de bu nedenle 1.5 yıl önce servet yönetimi birimini açan ve hızla büyüten ING Bank, 1 milyon doların üzerinde varlığı olanları bankaya çekmeye çalışıyor. İşin ilginç kısmı Türkiye'deki özel bankacılık ile sadece bu ülkede yaşayanlar ilgilenmiyor. Markus Slevogt, tanığı birçok zengin Alman ailenin ve yatırımcının Türkiye'de hesap açtığını ve tasarruflarını getirdiğini anlatıyor. "Çünkü herkes artık biliyor ki gelişmiş ülkelerde yeni bir şey yok. Herkes gelişmekte olan piyasalara yatırım yapmak istiyor.
Hal böyle olunca dolaylı yollardan yatırım yapmaktansa bizzat İstanbul'a gelmek çok daha akılcı geliyor"
diyor. Görüyorum ki Slevogt'un Türkiye'nin dünyanın yeni finans merkezi olacağına olan inancı çok yüksek.
Türk insanını yakından tanıyan Slevogt'tan tasarruf sahipleri hakkında bilgi almaya çalışıyorum ve dolar ve lira gibi bildik yatırım araçlarına yatırım yapmak ve faiz oranının peşinde olmak gibi klasik davranışlardan Türk yatırımcısının henüz kurtulamadığını anlıyorum. Slevogt, en az 4-5 bankada hesabı olan ve tek tek bankaları ararayak adeta 'faiz oranı alışverişine' çıkan bazı servet sahiplerinin bu tutumdan uzaklaşmalarının zaman alacağını düşünüyor.
Tasarruf sahiplerini biraz daha uzun vadeli finansal piyasalarla, yeni yatırım araçları ile tanıştırmaya çalışan özel bankacıların sunduğu yeni trendler özellikle Anadolu'nun yeni girişimcileri tarafından ilgiyle karşılanıyor.
Peki bankaların özel bankacılık birimlerinin şu anda dikkatle izledikleri ve hazırlık yaptıkları yeni alan ne? İşte bu soruyu sorduğum zaman Markus Slevogt'tan ilginç bir cevap alıyorum.
Türkiye'de kâr ve zarara katılmayı esas alan faizsiz bankacılığın yükseliş trendinde olduğu bir gerçek. Slevogt, "Biz de bu trendi yakından takip ediyoruz. Müthiş bir potansiyel var. İleride bu alanda yer alabilmek için hazır olmak gerekiyor. Bu konuda çalışmalarımız var" diyor.
İlginç değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA