Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Siemens’in laboratuvarı ses getirecek

Hastaneyi gezerken doğrusu içimi bir umut kaplıyor, çünkü gezdiğim hastane bugün Türkiye'de en lüks ve en donanımlı hastanelerin sahip olduğu teçhizatlardan daha fazlasına sahip. Bu demek oluyor ki asla bir özel hastaneye gidecek parası olmayan orta ve alt sınıf vatandaşlar bundan sonra son teknolojilerle donatılmış, son derece konforlu tek kişilik ve iki kişilik hasta odalarına sahip, çok hızlı laboratuvar sonuçlarına ulaşabilecekleri en iyi hastanelerden çok iyi bir sağlık hizmeti almaya kavuşacak. Tabii kuşkusuz iyi bir doktor kadrosunun bunda etkisi çok olacak. Ancak benim gördüğüm laboratuvar bile Türkiye'de bir ilk. Murat Çeçen, "Dünyada 42 tane var. Siemens'in en son teknolojilerle kurduğu 7 bin 750 metrerekarelik bir alanda hizmet verecek laboratuvarda Türkiye'de ilk çok kapsamlı genetik DNA testi de yapılacak" diyerek laboratuvarın özelliklerinden söz ediyor.
Ankara'nın 50 yıllık acil yükünü çekeceği söylenen ve 290 yataklı acil servis gibi sağlık alanında pek çok ilkin yaşanacağı hastanede 2 bin 700 doktor ve 10 bin sağlık görevlisi 9 ana binada hizmet verecek. Demek istediğim burası dev bir sağlık kampüsü. Yapay zeka ve Türk Telekom tarafından gerçekleştirilen teknoloji altyapısı sayesinde mesela tahliller şutlama sistemi ile tüm binaları dolaşan kilometrecelerce uzunluğundaki borularla el değmeden laboratuvara ulaşacak. Hastalar yapay zekayla her an kolayca takip edilecek.

Yurtdışına açılıyoruz
"Teknolojik altyapımız ben zannetmiyorum ki başka bir hastanede olsun" diyerek ne kadar iddialı olduklarını anlatan Murat Çeçen, böylesi büyük bir yatırımın ne zaman döneceği sorusuna espriyle karışık, önce "Ben göremeyeceğim" diyor ardından da "Finansmanı 3 artı 15 yıl vadeli olarak aldıklarını ve 15 yıldan önce bir beklentimiz yok. Tabii bu arada maliyetlerin arttığını da unutmayalım" diyor.
Peki artık şimdi gündemde dışa açılma var. Böylesi bir bilgi birikiminin ihracı tüm şehir hastanelerini yapan grupların gündeminde.
Murat Çeçen, "Uluslararası bir alanda dünyanın en büyük hastanesini yapmışsınız. Tabii ki teklifler geliyor. Biz Güney Amerika, Ortadoğu, Hindistan ve Pakistan'a bakıyoruz özellikle" diyor. Ancak yine de Çeçen, önceliklerinin dört başı mamur bir şekilde Ankara Şehir Hastanesi'ni Sağlık Bakanlığı'na teslim etmek olduğunu vurguluyor.
Rusya'da sigorta kanunlarının yenileneceğini ve o takdirde o pazara da girmek istediklerini söyleyen Murat Çeçen, Hindistan ve Pakistan'a bu amaçla seyahet ettiklerini ve Portekiz de dahil olmak üzere teklif verdiklerini söylüyor. Çeçen, "Anahtar teslim böyle bir çözüm üreten, bu büyüklükte tek şirketiz. Üstelik yüzde 100 yerliyiz. Hiçbir yabancı ortakla çalışmadık. İşini düzgün yapınca, doğru da işletince finansman konusunda sıkıntı çekmeyeceğiz. Zaten çözüm ortaklarımız da bizimle birlikte yurtdışına açılacak" diyor.

Sağlık vadisi olsun
Son olarak markalaşma konusuna gelince, Murat Çeçen "Markalaşmada en büyük sorun ailelerin şirketlerde çoğunluk hisseye sahip olması. Dünyaya bakın. Pek çok önemli markanın sahibi çoğunlukla da bankalar. BMW, Mecedes, Microsoft... Ailelerin payı çok az ama yönetim onlarda. Hisseler çoğu zaman da fonlarda. Türkiye'de bunu sağlamamız lazım. Yönetim bizde kalacak şekilde markalaşmalıyız" diyor.
Murat Çeçen'in bir de önemli bir önerisi var. Çeçen Ankara'da Türkiye'nin en büyük şehir hastanesinin olduğu alanda Türkiye'nin en iyi üç üniversitesinin yer aldığı bölgede bir sağlık vadisi oluşturulabileceğini söylüyor ve "ODTÜ, Bilkent ve Hacettepe'nin de varlığıyla burası rahatlıkla bir sağlık vadisine dönüştürülebilir. Yapay zeka konusunda bir üs olabilir ve de Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda sağlık turizminde bir üs haline gelebilir" diyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA