Ankaragücü, 'Teknik direktör deviren takım' Unvanını kapmıştı geçen hafta. Bu nedenle, daha 6'da, sol kanattan gelen hızlı topu sürükleye sürükleye ağlara yollayan Sestak'ın golü "Buna birde lideri koltuğundan eden takım" unvanı mı eklecek sorusunu getirdi akıllara... Ama kısa sürdü bu merak.
Çünkü Bursaspor, şoku üzerinden atmakta ve soğukkanlılığını korumakta son derece usta. En azından 'annesinin liginde...' Bu nedenle orta sahadaki "Benim oyunumu mu oynayalım, senin oyununu mu?" çekişmesinden ustaca galip çıkmaları şaşırtıcı değil. Bu, önce oyunun, sonra skorun 'efendisi' olmalarını sağlayan en önemli unsur. Nitekim 16'da İbrahim'le başlattıkları gol yağmurunu +45'e kadar sürdürüp Ankaragücü'nü, çıkılması zor bir 'komaya' sokuyorlar. Bursaspor iyi mi oynuyor? Skora rağmen bu hangi açıdan baktığınıza göre değişir. Daha büyük liglerde son derece 'şaşkın' kalsa da en azından şu anda bizim ligimizde olmayan bir takım kurgusuna sahip oldukları, duran top pozisyonlarını fazlasıyla çalıştıkları onları takip eden herhangi bir futbol severin rahatlıkla yapabileceği bir tespit.

SAVUNMA ELEK GİBİYDİ
Yine de Başkent'te özellikle ilk yarıda ortaya çıkan tabloda Uğur ve Zewlakow'un maça bir gün kala sakatlanıp kadroya girememelerinin savunmada yarattığı zaafın rolü büyük. İkinci yarıda Ümit Özat'ın aldığı önlemler, savunmadaki 'elek' görüntüsünü bir nebze düzeltiyor; ama o kadar. Aradaki 4 gollük fark, Bursaspor'un gönül rahatlığıyla geriye yaslanmasına olarak tanıyor. İkinci yarıda Ankaragücü'nün bulduğu pozisyonlara rağmen oyunun kontrolu hep konuk ekipteydi. İlk yarısına tamamen tezat, son derece durağan ve zevksiz geçen ikinci yarıdan bir yaman çelişki kalıyor geriye: Bursaspor, geçen hafta Galatasaray'ı 4 golle temellerinden sallayan Ankaragücü'ne 5 attıysa 'süper' bir takım mıdır? Eğer ligin en süperi buy