Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Mali Kural ve 2011 Hesabı

Geçenlerde, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'le sohbet ediyorduk. Demokratik açılım çerçevesindeki yasal adımların gecikmesini eleştiriyordum. Öyle ya iktidar çoğunluğu Meclis'i çalıştırır. Lakin Çiçek, durumun dışarıdan göründüğü gibi olmadığını söyledi. Özellikle anayasa değişikliği sürecindeki temponun milletvekillerini yorduğunu anlattı. Muhalefetin engelleme taktiklerini özetledi.
Kuşkusuz, siyasetin dilinin keskinleştiği, muhalefetin öneri ve uyarılarının yeterince dikkate alınmadığı dönemlerde, Meclis'te mutabakata dayalı çalışma yapılamıyor. Ve bugünkü tablo da farklılık arz etmiyor.
Peki, ekonomi tarihinin en önemli düzenlemelerinden birinin, yani "Mali Kural" ın, Meclis tatile girmeden önce yasalaşmamasını sadece yorgunlukla mı açıklayacağız?

***

Mali Kural, bütçe açığına sınır getiren, ekonominin canlı olduğu yılların kıymetini bilip, ileriki günlerde görülebilecek şoklara karşı ihtiyat akçesi biriktirilmesini öngören, devlet borçlanmasını, hazine garantilerini kontrol altına alan "otomatik dengeleme" mekanizması gibi düşünülebilir.
Böylesi hayati bir tasarının bekletilmesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) iç dinamikleriyle olduğu kadar, 2011 ve sonrasında yaşanacak kritik siyasi mücadeleyle de açıklayabiliriz.
Öncelikle belirtmemiz gereken husus, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan'ın mali kuralla ilgili samimiyeti. Babacan, ekonomi yönetiminde, güven unsuruna inanan, piyasa beklentilerine önem veren, bütçe ve borç dengelerini gözeten bir siyasetçi. Partiden yönelen tepkilere rağmen, son noktaya kadar direndiği de oldu, üst düzey talimatlar karşısında gereğini yerine getirdiği de. Ama vidalar gevşese bile sonradan mali önlem almayı ihmal etmedi. Ekonomide çapa arayışını hiç bırakmadı. Bir süre öncesine kadar Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmaya yatkın çizgideyken riskler azaldıkça IMF'den uzaklaştı, alternatif sigorta sistemi kurmaya çalıştı. O sigorta da mali kuraldı.
Tanıdığımız Babacan, mali kural yasası çıkmadığı için biraz kredibilite kaybetse de 2011 Bütçesi'ni olabildiğince tutarlı hazırlamaya özen gösterecektir.
Bu arada muhalefetin, mali kuralın ötelenmesine ilişkin çıkışı da göz ardı edilmemelidir. CHP'nin, hazine kökenli ismi Faik Öztrak'ın tespitlerinde haklılık payı vardır. Ancak, mali kuralı gündeme taşıyıp, taahhüt altına girmek isteyen hükümetin kendisidir.
Yani iktidar partisi, bütçeyi kısa dönemli siyasi çıkarların ötesinde, kalıcı olarak siyaset üstü tutacak bir modeli kendi rızasıyla getirmiştir. Tabii uluslararası gelişmeler de mali kuralı, kaçılamayacak disiplin aracı olarak ülkelere sunmuştur.

***

Mali Kural'ın, referanduma doğru yol alınan ortamda TBMM'den geçmesi zordu. Muhalefet, "Getirin, birlikte mesafe alalım" hamlesini yapsaydı, belki mümkün olabilirdi. Ama arka plandaki farklı çekişmeler, işbirliğine zemin sağlamadı.
Buna bir de önümüzdeki yılın özel yönlerini eklemek gerekli. Bu yüzden katılaştırıcı mali kural yedekte tutulacak. Çünkü...
1- 2011 seçim yılı. İktidarı, mesele yapan tüm unsurlar kartlarını açacak.
2- Her hükümet gibi bu hükümet de seçimi kazanmak için bir miktar ödenek esnekliği kullanacak.
3- 2011'deki sandalye dağılımı, 2012 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini de etkileyecek.
4- Ergenekon, Balyoz vb. iddianameler etrafındaki demokratik ayıklamanın yönü, 2011 seçimine göre tayin edilecek.
5- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Anayasa Mahkemesi'nin yeni yapısı da yüksek yargıdaki kronik kaygılar ve karşı ataklar yüzünden iktidarın şekillenmesini bekleyecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA