Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Turizmden sosyo-ekonomik mesajlar!

Ankara'da, neyi ne kadar bilirseniz bilin, sahadan gelen sinyaller her zaman daha üstün oluyor. Ekonominin yaz rehavetini yaşadığı, siyasetin Yüksek Askeri Şûra'daki normalleşme sürecinin sancılarını hissettiği ve referandum öncesi hesaplaşmanın kızıştığı bugünlerde farklı yörelerde, nabız farklı atıyor. Örneğin, güvenlikle ilgili risk algılamasına rağmen -aman nazar değmesinbu yıl turizm ülkenin yüzünü güldürüyor. Lakin, turistik kentlerde içten içe toplumsal ayrışma seziliyor. Doğudan göç alan turizm merkezlerinde sanki örtülü tepki birikiyor. Bu yüzden, Akdeniz çanağına yerleşen vatandaşların sorunlarının tespiti ile yerel halkla kaynaşması noktasında belediye başkanlarına büyük sorumluluk düşüyor. Antalya'nın Kemer ilçesini ele alalım. Taşeron inşaat işi üstlenen müteahhit hemşerisinin yanına çalışmaya gelen ustanın ortada kaldığını tasavvur edelim. Tabii, mahalli dışlama etkisini de bu tabloya ekleyelim. Bu gariban, derdini kime anlatacak? Memleketine mi dönecek? Nasıl dönecek? Gerçek ihtiyaç sahibi olup olmadığı nasıl bilinecek? Ya kötü niyetli birilerinin yönlendirmesiyle ya da çaresizlikten suça bulaşırsa ne olacak? Kişisel gözlemim, Akdeniz ve Ege kıyı şeridindeki ekonomik canlılıktan pay almak için ekmek davası uğruna koşup gelen yığınların, hayata tutunmasındaki zorlukların arttığı ve vahim hal alan sömürü düzeninin görmezden gelindiği yönünde. Bu nüfus akımı, etnik kimliğe indirgenip ihmal edilir veya sadece polisin, askerin görevi diye bakılırsa, yakın gelecekte huzur ve refah şehri diye bilinen pek çok yerde sarsıcı olaylarla karşılaşılması sürpriz sayılmamalı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, ilk fırsatta sahil yörelerindeki vali, belediye başkanı, iş dünyası örgütü ve yerel kanaat önderleri ile biraraya gelip durumu değerlendirmesinde bence sayısız fayda var.

***

Söz turizmden açılmışken, bir konuya daha değinmek durumundayız. ÖTV'siz motorin satışı. Hükümetin bu formülü, denizlerde yük ve yolcu taşımacılığı açısından etkili sonuçlar yarattı. Hemen her destekte görülebileceği gibi ÖTV'siz yakıt projesinin de istismar edildiği söyleniyor. Bunu bizzat kaptanlar anlatıyor. Örneğin, balığa çıkıyorum diye denize açılan, tek bir balık tutmadan günler sonra gelen teknelerle ilgili hikayeler. Tonlarca motorinin Mersin ve çevresine indirilip haksız kazanç sağlandığına ilişkin iddialar. Veya Boğaz'dan geçen gemileri takip eden küçük teknelerin sarkıtılan hortumlarla yakıt transferi yaptığına ilişkin yorumlar.
Bir süredir Maliye Bakanlığı, bütçe yasalarının ekinde "vergi harcaması" bilgisine yer veriyor. İstisna ve muafiyetler yoluyla tahsilinden vazgeçilen vergi tutarı sanırım yıllık 10 milyar doları buluyor. Bir başka ifade ile gerek bireylerin gerekse kurumların vergi planlamasına olanak tanınır, dezavantajlı kesimler himaye edilirken, devlet ciddi özveri gösteriyor. Bu nedenle, Maliye'nin sadece toplanmasındanvazgeçilen gelirleri belirtmekle yetinmemesi, teşvik edilen alanlardaki katma değeri de hesaplaması gerekiyor. Şu veya bu gerekçeyle getirilen vergi kolaylığının ekonomiye nihai manada katkı sağlayıp sağlamadığının da açıklanması bekleniyor. Böylece, o teşviğin sürdürülebilirliği yeniden masaya yatırılıp, kapsamı bir kez daha tanımlanabilir. Gerektiğinde istisnalar daraltılarak vergi yükü bile düşürülebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA