Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Sokak ekonomisi

Yaklaşan seçim ortamında ekonominin kâğıt üzerindeki görünümünden ziyade piyasa aktörlerindeki algısı önem kazanıyor. Zira sokağın nabzı ve kendi çapında ürettiği pratik çözümler, güncel sorunların seyri hakkında bilgi verdiği gibi alınması gereken önlemleri de gösteriyor. Esnaftan, profesyonel şirket yöneticisine kadar uzanan zincirdeki bilinç düzeyi artık siyasetçi için de belirleyici faktör. 30 yıl öncesinde, bir filenin kaç liraya doldurulacağı üzerine başlayan ekonomi haberleri, bugün karmaşık küresel finansal işlemlerin tasarruf sahibine etkisine kadar inen derinlik kazandı. Siyasetçilerin vaatlerini sıraladığı sade vatandaş da küçük bir işletmeci de artık uluslararası mali kararları takip edip, geleceğine nasıl yansıyacağını öngörebiliyor. Son dönemdeki saha gözlemlerim bu açıdan aktaracağım birkaç ilginç örneği içeriyor:
1- Kuyumcular. Köşe başında, 20 metrekare dükkânda, dünya altın fiyatlarının seyrini dakika dakika izliyorlar. Bununla da yetinmiyorlar. Çin devlet başkanının ABD'deki temaslarının olası sonuçlarını bile analiz ediyorlar. Çin'in, krizdeki gelişmiş ekonomilerin tahvillerini satın almasından, gelişmekte olan ülkelere açtığı kredilere kadar bilgi sahibi görünüyorlar. Nitekim, ABD ve AB durdukça, Çin ekonomisinde yavaşlama olacağını varsayıyorlar. Çin'in, uluslararası sisteme yaptığı kaynak enjeksiyonuyla Amerika ve Avrupa'da çarkların döneceğini, buradaki toparlanmanın Çin'e üretim artışı olarak döneceğini biliyorlar. Çin'deki enflasyon kaygısını, işsizlik oranındaki artışı görüp, Yuan'ın daha ne kadar baskı altında tutulacağını tahmin etmeye çalışıyorlar. Bu döngü içinde şu sonuca varıyorlar. "Nisbi düşüş trendine girse de altın bir süre daha güvenilir liman olmaya, kazandırmaya devam edecek!"
2- Mobilyacılar.
Bu sıralar etiket fiyatındaki incelikleri ile dikkati çekiyorlar. Filanca takımın fiyatı ayrı, KDV'si ayrı yazılıyor. Daha doğrusu, bir taban fiyat söyleniyor, üstüne KDV ekleneceği açıklanıyor. KDV'nin fiyatlara dahil olması gerektiğini hatırlatırsanız, "KDV kadar indirim yapıyoruz da müşteri bunu fark etsin istiyoruz" diyorlar. Ve ardından kredi kartına sarılıyorlar. "Banka şu kadar ay vade sağlıyor biz de şu kadar ay ekliyoruz" diyerek alışverişi canlı tutuyorlar. "Kartzede" olgusuna karşın kredi kartı kullanımı sayesinde senet tahsiline dayalı illegal yapının daraldığını, yerini kayıtlı ve kurallı yapının aldığını söylüyorlar.
3- Alkollü içki sektörü. Anlatılanlara göre Yunan adaları, Türk müşteriler sayesinde ayakta kalıyor. Üstelik kaybedenin Türkiye olduğu bir oyun bu. İddia sahipleri, Türkiye'den ihraç edilen alkollü içkilerin (özellikle rakı) Yunan adalarına vergi avantajı nedeni ile ucuza gittiğine işaret ediyor. Adalara uğrayan Türk tekneleri marifetiyle düşük maliyetle tedarik edilen ürünlerin, bilhassa otellere satıldığını savunuyorlar.

***
Yukarıdaki örnekleri özetlememizin temel nedeni, yaklaşan seçim ortamında siyasi partilerin söylemleri ile ilintili. İktidar partisi istikrarı vaat ediyor ancak geçmiş başarıları hatırlatmakla yetiniyor. Belki de bu yüzden 2023 vizyonu ile umutları canlı tutması gerekiyor. Ana muhalefet partisi daha sosyal yardım reçetesini ve kaynağını açıklayamadan şimdilik polemikle zaman kazanıp, iktidarın hatalarına oynuyor. Diğer partilerin ekonomiye bakışı ya hayatın gerçeklerine uyum sağlayamıyor ya da AK Parti'nin geride bıraktığı çıtayı aşamıyor. Ve son çare olarak, "kızgın tüketici, kırgın işadamı, işsiz vatandaş senaryosuna" yatırım deneniyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA