Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

İki bakan ve Brüksel'de bir gün

Farklı vesilelerle ama aynı anda iki önemli bakan Brüksel'de olunca gündem, Ankara'dakini aratmıyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'ye Patriot gönderilmesi kararının verildiği NATO Konseyi Toplantısı için Brüksel'de bulunuyordu. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise çocuk pornografisi ile küresel mücadele konferansına katılmak için gelmişti ama asıl temaslarını AB Komisyonu ile gerçekleştirdi. Biz, eskisi kadar odaklanmasak da AB'de Türkiye için inceden inceye yeni bir strateji oluşturuluyor. Ve o planın karşısında şimdilik Bakan Ergin'in savunduğu 4. Yargı Paketi ile duruluyor.

***

Önce, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'ndan edindiğim izlenimleri paylaşayım. Suriye'nin geleceği ve güvenlik algısının NATO radarlarının kapsama alanına girmesi pek çok açıdan önemliydi. Nedenlerine gelince...
Birincisi... Gerek F4 uçağının düşürülmesi gerekse Akçakale bombalamasından sonra uluslararası toplum her iki krizi de Türkiye-Suriye sorununa indirgeme eğilimindeydi. Patriot kararı hem Türkiye'nin yalnız olmadığını göstermesi hem de ittifak sadakati açısından anlamlıydı.
İkincisi...
Ankara, tüm provokasyonlara rağmen Esad rejimi ile sıcak çatışmanın tarafı olmaya niyetli değil. Hatta bana sorarsanız Dışişleri Bakanı Davutoğlu da iddia edildiği gibi 'şahin' kanatta yer almıyor. Aksine, Esad'ın zaten kaybedeceği bir savaşa Türkiye'nin bulaşmasını istemiyor. Tabii bu, benim görüşüm.
***

Suriye'deki gelişmeler kadar kaygı uyandıran olaylar dizisi 'Ankara-Bağdat' ve 'Bağdat-Erbil' arasında yaşanıyor. Ankara'nın, Bağdat'la ilişkilerinin gerilmesinin sebebi belli. Türkiye baştan beri Irak Başbakanı Maliki'nin mezhep temelli bölünmeyi körükleyeceğini, gücü tek elde toplayarak Irak'ın değişik kesimlerini dışlayacağını düşünüyordu. Öyle de oldu. Buna bir de Türkiye ile Irak Bölgesel Kürt Yönetimi arasında kurulan enerji denklemi de eklenince Bağdat'taki merkezi hükümetle bağlar koptu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Erbil'e giden uçağının havada döndürülmesinin arka planında bu iki faktör yatıyor zaten. Bağdat'ın, Erbil'in üzerine ordu göndermesi de bir korkuyu yansıtıyor aslında. Maliki, 'Suriye parçalanabilir. Irak ve Suriye Kürtleri yeni sınırlar çizebilir' diye düşünüyor. Ve tabii ki Kuzey Irak'ta petrollerini bırakmak istemiyor.
***

Adalet Bakanı Ergin'in Brüksel görüşmelerinin ana ekseninde ise Türkiye'nin iç dinamikleri kadar oynamak istediği global rolle ilgili AB politikası vardı. Şurası bir gerçek ki AB platformu bundan sonra "basın ve ifade özgürlüğü, dokunulmazlıklar ile KCK tutukluları" başlıklarında çok sayıda rapora ve hatta baskıya konu olacak. Ankara için eğer demokratikleşme zafiyeti yaratılırsa bu durum AB için yeni bir koza dönüşebilir. Türkiye'yi bir süre daha dışarıda tutmanın bahanesi de üretilir, 'yumuşak güç' imajına darbe de vurulabilir. Bütün bunları aktarırken tek başına AB'ye yüklenmiyorum. Ankara'nın da ya dersine yeniden çalışması ya da bir karar vermesi gerektiğini söylüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA