Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

İlaçta şeytan üçgeni

İlâcın reklamı; kesinlikle yasak.
Hal böyle olunca devreye ilâç tanıtım elemanı (reprezant) giriyor.
Reprezantın işi, ilâç şirketinin ürünlerini hastane ve doktorlara tanıtmak...
Bu tanıtım süreci sıkı kurallara ve denetime tabi.
Böylece hastalar reklamla kafaları bulandırılıp "hapçı" yapılmamış oluyor. Aynı zamanda reklam yapamayan ilâç firmalarına "tanıtım şansı" sunuluyor.
Kısaca "rep" dediğimiz ilaç tanıtım elemanları, kurdukları siteler üzerinden aralarındaki çürük elmaları ayıklama gayreti göstererek mesleğin itibarını korumaya çalışıyorlar.
Buraya kadar çizdiğimiz tablo; teoride mükemmel.
Ancak pratikte durum, bazen akıllara durgunluk verecek "sapmalar" gösterebiliyor.
İşini iyi yapan, etik şirketleri ve gayretli, dürüst rep'leri "özenle" tenzih ediyorum.
Fakat sistemin yaygınlaşma eğilimindeki kötü örnekleri, farklı bir tablo çizebiliyor.
Birincil sorun; ilâç şirketlerinin rekabet düzeyindeki tırmanma... Aynı etken maddeye sahip, jenerik veya orijinal olsun eşdeğer ilaçlar üzerinden, doktorlara yönelik rekabet, çoğu kez yıkıcı olabiliyor.
Düzen; bir rep'in ilacı doktora tanıtımını ve bu sayede, reçete yazarken seçenek oluşturmayı hedefliyor.
Fakat yaygın-kötü örnekler; doktorun seçeneğini "zorunluluk" haline getiren ve etik olmayan adımları anlatıyor bize.
İkinci sorun; rep'lere verilen dönem sonu kotaların yüksekliği ve bu kotayı tutturamayanların, işten atılmaya varan cezalarla korkutulması... Yıl sonu satış hedefini aşan rep'lere verilen "abartılı ödüller" de etik ve kural dışı adımları teşvik ediyor.
Doktorlar cephesinde başka bir gerçek; reçetesine az ilâç yazılan hastanın doktoruna karşı duyduğu güvenin azalması... Bu da gerekli olsun olmasın, doktorlar üzerinde "daha fazla" ilaç yazma baskısı doğuruyor.
Rep'ler tam da bu aşamada; "tanıtım randevularıyla" devreye giriyor.
İlaçtaki bu şeytan üçgeninin dinamikleri ilginç;
1'inci bacakta; ilaç şirketi kota baskısı altındaki repler yer alıyor.
2'nci bacakta, ahlaksız tekliflerin dayanılmaz cazibesine kapılan doktorlar duruyor.
3'üncü bacak ise ilâç-obur hastalar ve kalabalık reçete talebinden oluşuyor.
İşini etik çerçevede ve kurallara uygun yapanlar itibar etmese de bazı firmaların bazı rep'leri üzerinden doktorlara yönelik ahlaksız teklifleri, inanılmaz boyutlara tırmanabiliyor.
Burada tartışılması gereken, işe yaramayan denetim ve cezaların artırılmasından ziyade, ilaçta reklam yasağından doğan bu kirlilik alanının nasıl ortadan kaldırılabileceğidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA