Atalar sözü ama güncelliği her daim sürüyor. Anlamı şu: Kötü aletle (araçlarla) mükemmelliği yakalayamazsın...
İster değer üretmeyen iş süreçleri için kullan. İster en iyi projeyi dahi mahveden kötü donanım için kullan. İstersen ara eleman eksiğinden dolayı nitelikli iş üretemeyenler için kullan...
Bir yandan işgücü maliyetlerinden yakınırken öte yandan nitelikli eleman bulamayanlar için geliştirilen "ara eleman programı", zamanı gelmiş bir düşünceydi; hayata geçiriliyor.
Buna göre, işi öğreten işbaşı eğitimi veren patronun işyeri sigortasını devlet ödeyecek. İş öğrenenin primi, sigortası ve harçlığını da devlet karşılayacak. Hazal Ateş'in yandaki sayfada detaylandırdığı programın genç istihdama katkısı, inanılmaz boyutta.
Ancak bundan daha önemlisi, ara eleman bulamadığı için değer zincirinde güdük kalan firmaların elde edeceği imkânlardır. Sonuçta vasıfsız eleman (kem alât) ile katma değerli ürün (kemâlat) üretmek mümkün değil.
Bu adımın iş dünyasında karşılık bulması ve yaygınlaşması halinde okullarımızın yapısı da zorunlu olarak değişecek ve bu değişim, olumlu yönde olacak. Sonuçta beceri kazandırmak yerine diploma üretmeye odaklı eğitim sistemini dönüştürmek zorundayız.
Meslek lisesi memleket meselesi deyip başlattığımız nitelikli ara eleman adımı, işyerlerini sınıfa dönüştürebilir. Zaten var olan bu uygulama, devletin prim, harçlık, sigorta desteğiyle yaygın ve sürdürülebilir hale gelecek.
Elemanın kazancı, kem alâtlıktan kurtulmak, nitelik kazanmak... İşyerinin kazancı, sigorta ve neticede yetişmiş insan gücü...
Daha da önemlisi Türkiye'nin kazancı orta gelir tuzağından bizi kurtaracak nitelikli emek olacak.