Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Odalar holding mi?

Hafta boyunca Türkiye'nin en büyük ticaret odası "yargıda rüşvet" soruşturmasıyla sarsıldı!.. İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) büyük hissedar olduğu Dünya Ticaret Merkezi'ndeki kiracıyı tahliye etme sürecinin oda camiasında yarattığı tsunami ortada.
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş tutuklandı.
Kendisi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu üyesi İlhan Parşeker ile birlikte Dünya Ticaret Merkezi'nin iki başkan yardımcısından biriydi. Dünya Ticaret Merkezi AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanlığını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş yapıyor. Yönetimde 9 kişi yer alıyor.
Yönetim kararlarını 3 murakıp, 3 hukukçu bizzat takip ediyor. Şirkette İTO'nun yüzde 45, TOBB'un yüzde 22'i, Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 29 ve Bakırköy Belediyesi'nin yüzde 4 hissesi var.
Buna rağmen durum ortada.
İTO yönetimi ile Yalçıntaş'ın uzun bir süre görev yaptığı Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Yalçıntaş'a destek verdi. "Arkandayız" dedi.
Buzdağının görünen yüzü böyle...
Bir de bilinmeyenler var.

***

Dünya Ticaret Merkezi ile ilgili soruşturma uzun süredir devam ediyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri de TOBB'a bağlı iştirakleri denetliyor. Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki, "Bir musibet bin nasihatten iyidir!.."
Niye mi?
10 yılda yapılan iki yasal değişiklik yetti. Türkiye'de odaların özgürlüğü bitti.
Odalarda yozlaşmaya yol açan adımı, 1999'da DSP, MHP ve ANAP koalisyonu attı.
TOBB yasasında yapılan bir değişiklik, o güne kadar üyelerine hizmet vermek için çırpınan, sadece sosyal amaçlı şirketleşme yolunu seçen odalara, şirket kurma, iştiraklere ortak olma ve gayrimenkul portföyü oluşturma hakkı getirdi.
Arkasından 2005'te yeni bir düzenlemeyle, "Siyasi partilerde görev yapanlar odalarda da görev yapabilir" denildi. İktidar ve muhalefet partilerinin elbirliğiyle "evet(!)" diyerek yasada yaptıkları değişiklik odalarda siyaseti ve ticareti öne çıkardı.
Odalar ticarileşti... Ticari şirketler, "siyasi güç" olarak kullanıldı. Odalar, yasadan aldıkları güçle bol bol şirket kurup, bina diktiler. Özel kuruluşların meslek örgütü, üyelerine hizmet vermek yerine, üyeleriyle rekabete girişti. Holding gibi yönetildi. Holdingleşme yarışında ise en büyük zararı İTO ve TOBB, Formula 1'de gördü.
Zaten Formula 1'de Türkiye'de umduğunu bulamadı ki, yönünü Rusya'ya çevirdi. Her fırsatta kamunun hantallığından söz eden odalar, böylece kendi KİT'lerini oluşturdu!
***

Yargıda rüşvet olayı da gösterdi ki, yasaya uygun olan durum, işin özüne aykırı. Ayrıca etik de değil. Nasıl olsun ki?
Sorarım size, bankaların meslek birliği 'Bankalar Birliği' bankacılık lisansı alıp bankacılık yapsa, doğru olur mu?
Güçlerini Anayasa'daki zorunlu üyelikten alan odalar ve borsalar, yarı kamusal niteliğe sahip meslek birlikleri. O yüzden sözü uzatmaya gerek yok! TOBB son gelişmelerden ders çıkarmalı! Bir an önce yasasını değiştirmeyi talep etmeli!
Böylece seçimle işbaşına gelen oda başkanları da, kamuoyu önünde, "batık banka patronları" gibi itibar kaybetmemeli!..

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA