G20 Zirvesi gösterdi ki, krizin düğümünü ABD ve Çin çözecek!..
Çünkü, G-20'de çözüm arayacak ortak bir siyasi irade yok!.. Dolar-yuan dansı sürüp gidecek!
Merkez Bankası önlem almaya başladı, yetmez, bize sıcak para yağmaya devam edecek. 2.3 trilyon dolar rezervi olan Çin kararlı. İçinde bulunduğumuz bölgeye milyar dolarlık yatırımlar yapıyor. İran'da batı demiryolu hattını tamamladı. Yunanistan'da Pire Limanı'nı aldı. Türkiye'ye ise demiryolu ağı kurmak için milyar dolarlık yatırım öneriyor.
Çin, bize uzak bir ülke.
Komşumuz Rusya ya da İran değil!.. Fakat çok yakın duruyor. Son yıllarda ekonomik ilişkilerimiz karşılıklı artıyor. İki ülke silahlı kuvvetlerinin ilişkisi sıcak. NATO dışındaki ülkelerle ortak tatbikat ve proje yapmaktan pek hoşlanmayan TSK, tıpkı müttefikleriyle yaptığı gibi Çin'le de kara tatbikatı, stratejik savunma işbirliği ve ortak savunma yatırımları yapıyor. Üstelik askerlerin yakınlaşması 1990'ın sonunda başlayan bir süreç...
***
Diyeceğimiz şu: Türkiye Çin'e, Çin Türkiye'ye yaklaştıkça ABD'de de Türkiye ile ilgili yapılan ekonomik ve siyasi toplantıların sayısı artıyor. Diplomaside çoğu zaman doğrudan söylenene değil, dolaylı söylenene bakmak lazım. Dolaryuan dansı, sadece ekonomik çıkarları kapsamıyor...
Bu bir "nüfuz savaşı!"
Savaş, ABD ve Çin'de değil, dünyada sürüyor. Süperman dediğimiz ABD, kendine göre, "serbest bir dünya" yarattı.
Adına "global köy" dedi. Çin, işin birinci safhasında açılan koridordan uçar gibi geçti, global köyü en iyi kullanan ülke oldu.
Bu geçiş, ABD açısından sorun yaratmadı.
Şimdi ikinci safhadayız ve ortada büyük bir kriz var. Çünkü global köyün satıcısı Çin, artık ABD gibi efendi olmak istiyor. Efendilik enerji ihtiyacınızı karşılamaktan ve kendi coğrafyanızın dışında "müttefik" diyebileceğiniz ülkelerle ilişkiye girmekten geçiyor.Ticari anlamda lojistik üssünüz olmalı. İşte Türkiye, global satıcının gözüne çarpan ilk ülkelerden biri oldu.
***
Elinize dünya haritası alın ve Türkiye'nin dünyada bulunduğu yere bakın.
Yeni Zelanda ve
Avustralya dışında kıtaların birleştiği bir ülkeyiz. Dünyanın göbeğindeyiz. Böyle bir jeopolitik konum, dünya politikasını belirlemeye yetmez ama dünyanın efendisi olmaya aday ülkenin önünü açar.
ABD bu jeopolitiği çoktan çözdü.
Efendiliği sürdükçe Türkiye'nin yanında durmasını ister. Biz de böyle bir jeopolitikte hedefi,
"dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olmak" diye koymalıyız. Bu hedef için, ekonomik politik istikrarlı bir dönem yaşamalıyız. Artık iktidara kim gelirse gelsin, Türkiye sınavı en büyük sorunu sayılan
"iletişim yönetiminde" verecek.
5 gün yokuz, iyi bayramlar...
