Yapılar aslında sahibinden çok, yapanın karakterini yansıtır. Soğuk betonla insan arasında sıcak bir ilişki vardır. Bu ilişki ilk etapta ortaya çıkmasa da sonra kendini gösteriyor. Müteahhitlerimiz, gerek yurtiçinde, gerek yurtdışında kendi gelişimlerini de yansıtan "abideler" yükseltiyorlar.
Yurtdışı yolculukları 1973'te Libya ile başladı. Irak'la devam etti. Mistik İslam tarzında inşa edilen yapılara modern Avrupa'nın yüzünü eklediler.
Sonra ağ genişledi, Rusya'ya kadar uzandı.
Ancak halen daha üzerlerine sinen Anadolu tüccarlığını atamadıkları ve profesyonelliği öğrenemedikleri için Ortadoğu'da defalarca mağdur oldular.
Araplar o binalara bakarken Avrupa'yı, biz ise müteahhitlerin yaşadığı travmayı görüyoruz.
Risk alana "kumarbaz" derler...
Ağır olacak ama yurtdışı müteahhitlerimiz en son Libya'da risk aldı ve mağdur oldu.
***
Peki, rakamlar ne söylüyor?
Türkiye Müteahhitler Birliği'ne üye
150 şirket, 35 yılda, 90 ülkede
187.6 milyar dolarlık proje gerçekleştirdi. Dünyanın en büyük 223 inşaat şirketi arasına bizden de
33 şirket girdi. Sektör, toplam istihdamın
yüzde 12'sini yapıyor.
Gelin görün ki, müteahhitlerimiz yumurtaları hep aynı sepete koyuyor. Aldıkları projelerin
yüzde 25'i Ortadoğu,
yüzde 23'ü Kuzey Afrika, geri kalan
yüzde 52'lik pay ise Bağımsız Devletler Topluluğu
(BDT) ülkelerine ait.
İşte sıkıntı da burada başlıyor.
Afganistan ve Irak'ta inşaatlar yapıyoruz, bir diğer anlamda taşeronluğumuzun patronu ABD.
Bize, Avrupa'nın göbeğinde iş vermiyorlar. Nerede risk var, oradayız.
***
Rakamlar yalan söylemez...
Mecburiyetten safız, sömürüleniz. Saflık temizlik ifadesidir. Yurtdışında yapılan bina, otoyolu, baraj, üniversite ve havalimanlarına
"Saf Türkler" anıtı diyelim de iş bitsin gitsin!
Kısacası risk bize, kaymak bizleri taşeron eden ABD ve Avrupa'ya kaldı.
"Türkiye Müteahhitler Birliği" markasını yaratmak için yola çıkan müteahhitlerimize, taşeronluk yakışmıyor!
Ne yapsınlar?
Kamu finansmanıyla proje yapmak çok zorlaştı. Şirketlerimiz, dünya markası yaratmak istiyor. O yüzden kamu ve özel sektörün birlikte iş yaptığı
PPP modeline cankurtaran simidi gibi sarıldılar. DPT ve Hazine, konuyla ilgili çalışmayı tamamladı.
Çerçeve yasa hazır, yakında Meclis'te.
Türkiye'nin çarpık altyapısı bu modelle yenilenecek.
Yurtdışı dahil 200 bin müteahhidimiz bu yasayı bekliyor.
Çünkü Ortadoğu'daki yangının zararı PPP'yle söndürülecek.